27 Mayıs 2009

Benekli!

Son oğulumun fotosunu yayınlamıştım; büyüklüğünden ilk oğul olduğu ve içinde döllü ana olduğu konusunda yorum gelmişti.

Kovan yeni başlangıç yapsın diye temel petekli bir kovan hazırlamış, sadece birkaç kabarmış eski petek vermiştim!

Kontrolde ananın yumurtladığı; peteklerin kabartıldığı görüldü. Demek ki ana döllüymüş! Anayı görünce resmini çektim. Maşallah barekallah !

Sarı bantlı benekli güzel bir ana.

Bence güzel yani:) Bana hiçbir canlı çirkin gelmiyor zaten!
Yaşını ve cinsini tahmin edemiyorum. Arılığımda iki üç farklı renk işçi arı var bildiğim sadece bu:)

Son yazımda gelincikleri özellikle sevdiğimi; hatta çocukken gelin ve damat yaptığımızdan bahsetmiştim. Sonra dedim ki bilmeyenler söylediklerimden hiç bir şey anlamadı en iyisi gelin ve damadın düğün fotoğraflarını çekip buraya koymak:)

Bana ablamlar öğretmişti! Gelinciğin açmamış 2 tomurcuğunu koparıyoruz. Böyle güzelce ayar verip bir tomurcuktan gelinliği; diğerinden saçını başını ve duvağını yapıyoruz. Kafayla gövdeyi de süpürge çöpü gibi bir şeyle birbirine tutturuyoruz.

Damat için yine aynı iki tomurcuk. Ama özellikle olgunlaşmamış beyaz tomurcuk olsa daha iyi olur. Ben bulamadım. Damat pembe kostümle idare etmek zorunda kaldı.

Bak şimdi içimizdeki çocuk harekete geçti; durdur durdurabilirsen!

26 Mayıs 2009

Bütün kızlar toplandık!

Zaman çok hızlı ilerliyor.
Sabah derken akşam akşam derken gece oluveriyor! Öncelikli işlerden de şuraya iki satır yazmaya vakit kalmıyor. Ha; ben yazdım mı iki satırla yetinmem o başka:)

Bir yerden konuya balıklama dalış yapalım: En son; üstüne normal kat koyduğum ufaklık kovanım çerçevelere çıkmış(Kat koyalı kaç gün oldu inanın saymadım)

Çerçeveye çıktı dediysek gezmeye çıkmamış elbette!

Hem petek kabartmış hem de yumurtayı atmış:) Bazı arkadaşlar diyor ki; çerçeveleri zıt yönde koyduğum için “benim ufaklıklar” petekleri burma kadayıf şeklinde kabartacakmış. Yok canım; buyrun bakın bakalım nasıl kabartmış petekleri!

Ama yalan yok; ufaklığı bal şerbetiyle beslediğimi söylemeliyim. Yoksa küçük çerçevedeki arı normal çerçeveyi biraz zor kabartırdı.

Hızını alamamış şerbetliğin altına dalak yapmışlar. Bende iki tane daha temel petek verdim.Üst tarafta toplam 5 çerçeve oldu!


Bu akşam "Beyza" yeğenimde fotoğraflara benimle birlikte bakıyor.
"Demet teyze bu arılar kızmı erkekmi?" dedi. Bende:"Burada gördüklerin kız" dedim.
O da: "Ne olur ; başlık Bütün kızlar toplandık! olsun" dedi. Evet şarkıdaki gibi bütün kızlar toplandık toplandık...

Ufaklıkların suluğu! İçinden eşek arılarıda su alıyor!

Kıştan kalan arı otları acayip çiçek açtı. Başakların uzunluğuna baksanıza! Her bir sırada yeni çiçek açtığı görülüyor.

Bunlar ise baharda ektiğim arı otları. Tohumunu biraz fazla sık atmışım.

Yazın ekilenlerin kışın ekilenler kadar çok çiçek açacağını sanmıyorum. Gerçi yeni açmaya başladılar ama bakalım?

Bildik görüntüler!


Hep arılar alacak değil ya; birazda kelebekler alsın:)

Ve gelinciklerde çiçek açtı! Gelincikleri özellikle çok severim. Küçükken tomurcuklarından gelin ve damat yapardık. Ciddi ciddide benzerdi hani!
Nedense tohumundan bahçeye ektim çıkmadı! İllaki kendi istediği yerde çıkacak.

Arılar gelincikten ne alır? Benim gördüğüm siyah polen alır!

Otlar çok büyümüş arıların önünü kapatmış. Orakla biçtim. Bu biçilmiş hali!
Arılar kovan önünde iş yapmama çok gıcık kapıyorlar. Kesilen otların kokusuda sanırım hoşlarına gitmiyor.
Ben de üzerimde maske olmasına rağmen arılardan huy kapıyorum zaten:)

Kovan kenarında iki tane ebegümeci gördüm; kesmedim. Ebegümecine çok faydalı diyorlar oysa!
Ama nedense kırlarda pek göremedim.Ben de tohumluk bıraktım:)

Bu da otları keserken karşılaştığım bir arkadaş. Yaban arısını haklamış.
eee "Orman kanunu!"

17 Mayıs 2009

Herkes kendi aleminde!

Arılığa gittiğimde hava çok sıcak ve arılar fenalık geçiriyor. Ancak onun dışında aşırı bir hareketlilik yok!
Gözüm bir an bir karaltıya takıldı! Gündüz günü hayalet değil elbette:)

Maşallah görkemli bir oğul.

Utanarak söylüyorum ki hangi kovandan çıktığı ve ne zaman çıktığı hakkında hiç bir fikrim yok! Bir ihtimal belki de benim arılardan değildir?

Kovan ayarladım ve armuttan oğulu silkeledim. 4-5 çerçeveye doldu. Maşallah ağırlığı da yerinde. Kursaklarını balla doldurdukları için mi acaba?

Kovanları kontrol ederken karşılaştığım erkek arılar! Ben erkek gözlerini kesmeye kıyamıyorum. Onların canı yok mu?

Ayrıca bu şekilde; arıcılara hizmet ediyorum!
Baksanıza; tosuncuk gibi erkek arılar yetiştiriyorum:)

Başka bir kovanımda çok güzel günlük yumurtalar ve bir çerçevede üstelik çerçevenin üst tarafında bir kapalı ana memesi!!!
Önce çerçeveyi ayrı bir yere alayım dedim; sonra yok almayayım ana değiştirecek dedim. Bal almayı düşündüğümde bir kovan ne yapacağımı bilemedim!
En son olarak size sorayım: Ne yapmalıyım!

Bal almayı düşündüğüm başka bir kovanım. Aslında dıştan bakınca bu kovanın oğul verdiğini düşünmüştüm ama anayı bizzat yumurtlarken görünce oğul vermediğini anladım.
Oğul teşebbüsü de yok. Sıcaktan dışarı fırlamışlar.

Kapının önünde ardarda dizilmiş; havalandırmak için pervane yapıp duruyorlar!

Yumurtlamaya başlayan bölmelerimizi bal şerbetiyle beslemeye başladım. Maksat kendilerini toplasınlar!

Bu gördüğünüz erik ağacı! Çok güzel yeşil bit yapmış;vıcık vıcık! Güzel dediğime bakmayın bu kadarı da çok fazla.İlaç yapmak mümkün değil çünkü meyveleri ilaçlamıyoruz .Bitlere tahammül etmek zorundayız. Bu ana eşek arısı ne yapıyor derseniz: Bitlerin tatlı atıklarını şapur şupur emiyor!!!

Doğru yavrulara....

Bizim akasya; çiçek açmış ve çiçekler sıcaktan kavrulmuş gitmiş “Geçmiş olsun”

Resimlik bir tane buldum:)

Bu ise paulownia ağacı! Çabuk büyüyen ; hafif bir kerestesi olduğu söylenen bir ağaç!!!
Hoş kokulu kocaman çiçekleri var. Arılarda seviyor kendilerini.

Ancak bu ağaç tomurcuklarını sonbaharda tuttuğu; ve kışın soğuklardan tomurcuklar donduğu için;bahara sadece kuytulanan birkaç ağaç çiçek açabiliyor. Ayrıca genç sürgünlerde soğuğa dayanamıyor. Üstüne üstlük yaz boyunca düzenli sulanmak istiyor yoksa strese giriyor.
Kışı soğuk geçen; yazı kurak geçen yerler için yetiştirmesi pek uygun değil!!! Bana göre elbette...

13 Mayıs 2009

Hayata devam etmek!

Birkaç gündür moralim bozuk. Canım hiçbir şey yazmak istemedi!
Neden moralin bozuk derseniz arılarımdan 5 tanesini sattım da ondan!

Annem diyor ki “Madem üzülecektin niye sattın?”
Aslında arı sayısını azaltmak istiyordum. Bakımları zor olmaya başlamıştı. Nasıl yapabilirim diye düşünürken; bir tanıdık isteyince… sattım işte!

Ama para için satmadığımı kesin olarak söyleyebilirim. Katlı arı için 90 lira paramı sizce?
Bence değil! Burada fiyatlar böyleymiş; öyle söylediler.
Satmak için arı yetiştirir miyim? Bu fiyatlarla: Asla!!!

Neyse ; arılarımın yokluğu bana çok koydu! Şöyle 30 -40 tane arımız olsa belki o kadar bağlanmayız.
Ama; arı sayısı az olunca; her bir kovanın hikayesi başka olunca insan çok fena oluyor. Biraz daha bahsedersem şimdi ağlıycam!
En iyisi konuyu değiştirmek; daha doğrusu "hayata devam etmek"

Söz konusu olan küçük kovanım!Benim ufaklığı hatırlıyorsunuz değil mi? Bir avuç arıyla kurduğum küçük koloni!

Ufaklığım kışı atlattı bahara da hızlı girdi. Bir iki sefer dışında beslemedim bile; besleyemedim yani!

Bir karıştan az büyük; küçük çerçeveleri var(ölçüleri kafama göre) Bu resimler ocak sonu çekildi!

Bu resimlerse 10 Nisan dan! En son 4 çerçevedeydi ufaklık! Son yere bir ağaç dalı koymuştum örtüyü tutturmak için. Oraya bir dalak sallamış. Hiç kopartmadım. Petek dala sağlam yapışmış.

Bir dalakta başka peteğe yapıştırmışlar. Kontrol sırasında düştü. Üstünde yavrulu göz dolu. İple çerçeveye takmaya çalıştım ama sıcaktan petek erimiş kaldırınca baya bir deforme oldu. Belki bazı yavruları kurtarırlar diye yeniden kovana koydum.

Sonrasında baktım ki arı sıkışacak. Kovanı büyütmem lazım. "Metro kovan" dan esinlenerek içine 12-13 küçük çerçeve alacak kadar uzun bir kovan yaptım. Arıyı aktardım. Asağıdaki resimler 13 Nisan dan!

Ağaç dalındaki dalağın durumu;hızla büyümüş ve dikdörtgen bir hal almış.


Birkaç çerçeve daha hazırladım ve normal ölçüdeki eski peteklerden keserek bu çerçevelere taktım.


Uzun kovanın 3 giriş deliği var. Hani ilerde 3'e bölüp; 3 ana yedeklenebilir diye!
Bu arada besleme falan hiç yok. Arı kendi kendine bakıyor.

Kontrollerde baktım ki bizim yeni kovanda dolmak üzere. Bu arada çerçeve yapacak malzemem yok. Arı sağa sola dalak asıp duruyor. Yavrulu dalaklar kontrol sırasında kopuyor tam rezillik!Daha doğrusu hayvanlara işkence!!!

Hani “Küçük kovana yazın ne yapacaksınız?” demişlerdi de ; bende “nasipse kat atacağım” demiştim. Evet; yeni projem küçük arılarıma ballık yapmak. Ama hedefim ufaklıklarımı normal çerçevelere almak.

Allah tan kovanı uzun yapmanın avantajı varmış. Üzerine tam çerçeve alacak şekilde bir ballık yaptım.

Ballık 8 yada 9 normal çerçeve alıyor(ölçüsü aklımda değil:)
Neyse; içine kabarmış ve yarı kabarmış çerçeveleri de koydum.
Ha! Peteklerin istikameti biraz ters oldu ama sanırım birşey olmaz:)

Hemen tırmandılar. Sonra iki çerçeve gözüme az geldi bir tane daha ilave ettim.

Çuvalla da daralttım.

Maşallah çok şeker oldular. Ballık bugün kondu(13 mayıs) Bakalım birkaç güne ufaklığın normal çerçevelere çıkıp çıkmadığını görürüz. Görürsek te paylaşacağız İnşallah!
(siz benim ballık dediğime bakmayın; aslında bu ikinci kat kuluçkalık)