28 Şubat 2010

Hiç yoktan iyidir!

Dün haberlerde; çarşambadan sonra kar gelebilir dedi. Arıları kontrol etsem biraz daha bal versem? Bal stokları yerinde ama olsun teşvik yerine geçer fena olmaz:)

(Aslında hiç halim yok; ıslak saçla dışarıda dolaşıp hastalanmışım. Başım ağrıyor burnum akıyor falan filan! Ama hava bizi beklemez)

Besleme kutularını temizlemek için eve getirmiştim.Gece 11! Herkes uyumuş; ben kutulara bal koyuyorum ki yarına hazır olsun.
Bu arada donuk balı kovadan çıkarmak çok zor; kaşık kaşık bal kazımaktan avuçlarım şişiyor!

Tartıyoruz 300gr kabın ağırlığı desek; yaklaşık 750-800 gr kadar bal eder.



Öğlen yanlarına gittiğimizde fıstıklar polen getiriyor! Dendiği üzere polen onlardan teşvik bizden!

Besleme kutularındaki bütün delikleri kapamaya çalışırım. Normalde arılar propolisle kapar;

Bende ızgaraları koli bandıyla bir güzel kaparım. Bu delikler her ne kadar nem çıkması için düşünülmüş olsa da arı hava akımından hoşlanmıyor! (Ara bölme deliğinide çıkardığımız ara parçayı kutunun üstüne koyarak hallediyoruz:)

Besleme kutularındaki nem bariz şekilde görülüyor; bir de sıvı besleme yapsak ne olacak kim bilir?

İlk posta beslemeyi arılara 1 şubatta kağıtla yapmıştım; erken bitirenlere 19'unda bir o kadar daha bal vermiştim. Maşallah bulaşık makinasına gerek yok. 9 günde balı silip süpürmüşler.

Bu biraz ağırdan süpürüyor ama bitmek üzere:)

Bu bana hediye edilmiş bir el demiri! Arılıkta kutulara bal koymakta çok işime yaradı ; spatula gibi!!
.........................................
.........................................
Son varroa uygulamasını eylül sonu formik jelle bitirmiştik; başkaca bir uygulama için malzememiz yoktu yapamadık!

Bu yıl varroa mücadelesine 19 şubatta amitrazla başladım; devamında perizin yaparım dedim olmadı; çarşıya gidemedim. (Hoş; gitsem de bulabilir miyim bilmiyorum)
Bende amitrazı 3’ledim. Yinede bugünler perizin alırsam uygulayacağım!

Uygulamaya başlamadan önce çekmeceye kağıt koymuştum. Bugün sayım için kağıdı aldık.
Yağlı kağıt kırıntıları,bal kırıntıları, ve varroalar!

Gözüktüğü kadar kolay değil!

En son; ayıklanan varroaları az önce sayıma aldım. Bir kovanda 3 kez amitraz uygulaması sonucu çekmecede 198 varroa! (Tabii gerçek varroa sayısı bundan biraz daha fazladır)

Bu ne demek oluyor?
"Zamanında yapılan en kötü varroa mücadelesi bile; hiç mücadele yapmamaktan daha iyidir!"


23 Şubat 2010

Marangoz arı!

Ballıklar ve yedek kovanlar bahçedeki bir oda da duruyor. Yakında kovanları aktaracağız ya! (nasip olursa) Ne durumdalar diye bir kontrol edeyim dedim. İçeri girdim; pencerede bir arı; habire cama vuruyor kendini.

Ben uzaktan bombus sandım. Bombus olsaydı; kulağından tuttuğum gibi kuluçkaya yatıracaktım:)
Sonra baktım ki marangoz arıymış (ya da carpenter bee) Karnı uzundu; ben ana arı olduğunu düşündüm:)
Ha bombus, ha marangoz! Bu arılarda çiçeklerden polen ve nektar alıyor. Yani polinatör böceklerden!
Marangoz arı denmesi ise ahşaba yuva yapmasından! Dişiler; genellikle eski ağaçları oyarak bir tünel açıyor ve buraya yavruluyormuş. Ne yalan söyliyim yuvalarını görmedim!

Ama marangoz arıları özellikle “mor salkım” çiçek açtığı zaman görüyorum. Nedense mor salkımı çok seviyorlar . Çiçeklerine 5-6 tane birden geliyor. Ama kediler; bu iri arıları görünce hemen yemek üzere atak yapıyor. Bende zaman zaman kedileri; zaman zaman arıları kovalıyorum. Hadi kedi kovalayınca kaçıyor da arı kovalanmaktan ne anlarsa:)

Arıyı biraz elimde oyaladıktan sonra dışarıya güneşe çıkardım. Maşallah; kanatlarındaki parlak maviye her zaman hayranım!


Bu kıllı siyah gövde bir güzel ısındı. Önce bal arıları gibi poposunu hızlı hızlı indirip kaldırdı; sanırsın ki bizim gibi derin derin nefes alıyor!
Sonrasında pırrrr!


19 Şubat 2010

Son pişmanlık!

Bazen bloglarda ki yazılarımızda; hep başarılarımızdan bahsettiğimiz; olumsuz konuları ise es geçip yazmadığımız gibi bir yargıya varıyoruz.

Bizim başarımızdan ne olacak ki?

Ancak…başarısızlıklarımız için aynı şey geçerli değil! Eleştirileri duymamak için bunu başkalarıyla paylaşmak istemeyebiliriz.

Ben yaptığım hatalardan yeterince utanç duyuyor ve kendimi küçük görüyorum zaten. Başkası da bana “yuh; beceriksiz !!!” dese ne olur !

2 gün önce ana arılarımdan birinin ölümüne sebep oldum! Affedilir gibi değil!!!
(bizzat elimle öldürmedim; çerçeveye falanda sıkıştırmadım! Sadece yaptığım bir uygulamada ön yargılı davranmam ve yeterince araştırma yapmamam ana arıyı ölüme götürdü!

Avucumda ana arının ölüsü ;gözlerim kızarıp ,burnum tıkanıncaya kadar ağladım fayda etmedi! Şaka yapmıyorum; bir saat falan ağlamışımdır. Son pişmanlık neye yararsa?

Ölüm sebebi kesinleştiği zaman yaptığım eşekliği yazarım.

Şimdi anasız kalan kovanım yeni ana çıkaracak ! Ama mart ayında çiftleşme şansı bulur mu bulamaz mı? Bulamazsa en son çare olarak birleştirme düşüneceğim.
……...........................

……...........................

Evet gelelim bu güne! Bugün demişken yarına; yarın ilk cemre havaya düşüyormuş.

Bugün hava çok güzeldi! Hatta fazlasıyla güzeldi! Kovanlarımızda ana kontrolü yaptık. Bu sefer kovanları körükle açıyorum; ne olur ne olmaz arı kızmasın!


1 şubatta kağıtta servis ettiğim bal;

Bugün bu haldeydi. Kalan kağıtları da ben temizledim.

Bu yılın ilk yavruları inşallah!

Kimi çerçeve üstüne koyduğum bala fazla itibar etmemiş.

Kimisi kapak altına koyduğum balı; yukarı çıkarak yemiş bitirmiş; kağıdı bırakmış.


Maşallah hayattalar; yaşıyorlar:)



Yavruya geçenler; henüz yumurtlamayıp volta atanlar; balı olanlar; balı azalanlar falan filan . Genel görünümler bu şekil. (Benim öldürdüğüm ana harici) Ana kaybı ve kovan kaybımız yok şükürler olsun!!!

Verdiğim balı bitiremeyenlerin maması besleme kutusuna aktarıldı. Bitirenlerin kapları yeni balla dolduruldu.
Baldan tarafa bir sorunla karşılaşmadım şimdiye kadar! Ayçiçek balını arılar gayet severek tüketiyor ve karşılığınıda yavru olarak bize veriyor!

Bala ortak olmaya gelen çiçek sineği!

Bugün dikkat ettim karaağaçlar çiçek açmış.


Arılar yılın ilk polenlerini hep karaağaçtan alıyor; açık sarı!

Fırsat yakalamışken akşamüstü amitraz yaptım. Gündüzde yapabiliriz ama arıların çoğu dışarıda olduğu için ilaçtan etkilenmez. Bu yüzden arıların kovana döndüğü ama arının uçuş yapabileceği kadar sıcak bir vakitte ilacı yapmamız lazım.. ki “dumandan boğulan” kendini kovandan dışarı atsın!

Ben ilaçlı kartonları katlayıp; tutuşturup kovan girişinden içeri sürüyorum. Daha önce uyarı gelmişti. Bu şekilde kovanları yakan arıcılar olabiliyormuş. O yüzden dikkatli davranmakta fayda var!!!


Tarihine bakayım? Bunu da dün çekmişim. Tarladaki su gölüne gelmiş bir kuş!

Leylek değil; balıkçıl mı acaba?

13 Şubat 2010

Yağdırma Mevlam Su...

Arılarımız yağmurdan bir aralık bulup uçuş yaptı. Karnı bozulan kovanımızda dıştan bakınca bir problem gözükmüyor. Uçtular ama etrafı kirletmediler. İyileştiklerini düşünüyorum. Kovanın içine bakma fırsatı bulamıyoruz( hava muhalefeti)

Bütün kovanlarımız temizlik yapmış. Çöpler; ev sahiplerinin nelerle iştigal ettiğini bize haber veriyor.

Yerler çok ıslak!Varroa zararlı olduğunu düşündüğüm bir pupa!

Atılmış ölü yada hastalar!

Yakından bakınca içlerinde erkek arı bile var. Hayret bir şey; demek ki kışı kovanda geçirdi?

Ölü sayısı çok mu? Hiç sanmıyorum. Haftalardır yerinden kımıldayamadılar ki! Cenaze işleri de birikti!

Yağmur yakamızı bırakmıyor! Yağmur yağdı yağdı. Ardından 3 sefer kar yağdı. Karlar eridi taban suyu yine yükseldi. Ardından yine yağmur. Allahım bir gün ara veriyor yine yağmur. Dün gece fırtına yağmur!
Bugün tarlaların vaziyeti.

Artık tarladan çamur akıyor. Dere 400- 500 metre yatağından çıkmış. Buğdaylar ne oldu? Of… of!

Hava bugün açmış gözüküyor;güneş parlıyor ama gelip geçen bulutlara bakarsak( bakıyoruz ki yağmur bulutu oldukları aşikar) Allah selamet versin! İş çığrından çıkmış vaziyette! Önümüzdeki günlerde de yine yağmur gösteriyor. Hava böyle gitmeye devam ederse ovadaki çiftçiler yazlıkları(ayçiçekleri) zor ekecek!
Başkasının moralini bozduğumu düşünmeyin bizde aynı durumdayız!

Bugün ben çekim yaparken kuşlarda bir hareketlenme oldu. Baktım pat yere düştüler.

Atmaca kumruyu yakalamış. Biraz içini oydu sonra; pençeleriyle tutup aldı uzaklara götürdü.

Uzaktan çekim yapabilen bir fotoğraf makinesi çok istiyorum. Bazı görüntüleri yakalama fırsatı her zaman olmuyor! Makineniz güzel olacak ki görüntülerde net olsun. İnşallah bir gün alırız. Önce şu yağmurlar dursun da!

08 Şubat 2010

Sır!

Dışarıda kar yağışı devam ediyor yine yeniden!!!
Bu soğuk havada bana bir haller oldu . Soğuk kanlı canlılar gibi; kıpırdamak istemiyorum. Yazacağım dediğim şeyleri yazamadım.

9 Ocak 2010 arıları kontrol etmiştim. Bir kovanım kayıp olmuştu onu anlattık. Bir kovanım ise balını neredeyse sıfırlamış.

Yedekteki ballı çerçeveleri getirdim(tamamı sırlı) Arılar soğukta açamaz diye salkım olacak peteklerdeki sırları açtım. Polenli ballıları salkımın içine ballıları dışa koydum.Arıyı da sıkıştırdım . Buraya kadar her şey normal! Sonraki gün hava yine bozdu arılar dışarı çıkamadı!

Ta ki ; 31 ocağa kadar! Bütün kovanlar temizlik uçuşu yaptı; balını bitiren kovanda öyle!

Ama bir farkla; kovanın uçuş tahtası önü hep pislik oldu.

Sebep neydi;hata neydi? Arayınca bulmamak mümkün mü!
Balların sırlarını açtım; arılar açlıktan çıkmışçasına bala hücum etti. Mideyi tıka basa doyurdu. Polenli gözlere rastladı onu da yedi! Hava dışarı çıkmaya müsaade etse sorun olmayacaktı ama!

Arılar günler boyunca balı tüketti ancak uçuş yapamadı.Tam 22 gün boyunca!!!

Yaptığın şeyin yanlış olduğunu bilsen yapar mısın? Yapmazsın herhalde…
Benim hatam balların sırlarını neredeyse tamamen açmış olmam! Oysaki amacım arıya iyilik yapmaktı;
Birincisi salkımın çerçeveye tutunabilmesi için yer açmak; ikincisi ise arının balı rahat almasını sağlamak!

Halbuki arının bütün balı,poleni birkaç günde yeyip bitirmesi gerekmiyordu! Hatta mümkün mertebe az az yemeliydi! Alttan az bir kısım açsam; belki açmasam bile yetecekti !

Evet arıları en son 1 şubatta dışarıya çıkmış gördüm. Bir haftayı geçti. Umarım bu kovandaki arıların; karınları düzelmiştir!

Olumsuz haberlerden içimiz karardı; havalar düzelsede şöyle hayırlısıyla bir ohhh çeksek:)

Evet bu haberin üstüne güzel bir görüntü;Maşallah !

Birkaç gün önce çektim; karda yürümekten buz kestiği için ayaklarını altına alıyor ve yüzükoyun kara yatıyorlar.Kıyamam:)


03 Şubat 2010

Bahar gelecek mi?

Kovanlarda; yeni sezonun ilk yavruları hangi tarihte doğuyor?
İnan ki bilmiyorum;kışın kovanları sık sık açıp; kontrol etmek gibi bir adetim yok! Bu yüzden elimde bir veri de yok.
Ama sezonun ilk beslemelerini hangi tarihte yapmışım; biliyorum! Bir kenara yazmışım:)
2007-20 şubat kek; (çerçeve üstü)
2008-14 ocak bal; (çerçeve üstü)
2009-3 mart bal; (besleme kutusu)

Bu yıl da arıları beslemek istiyor ama erken yavruya yatırır mı diye korkuyoruz!
Derken; 2 haftadır hava acayip soğuk yaptı; hava açsın ondan sonra besleyelim.

Hava ısınayım dedi ; yağmur başladı!
Nihayet 1 şubat ta; hava güneşli duruyor!
Arılar haftalardır ilk kez uçuyor. Bütün kovanlar da temizlik vardı.
Soğuk ve kar yine gelecekmiş; o halde çerçevelerin üzerine bal koymak lazım.
Vakit... şimdi !

Bal; rahat çıkması için kovada duruyordu; kremleşmiş ;kaşıkla çıkarıp yağlı kağıtlara yarım kilo civarı pay ettim(tahta kaşık olsa daha iyi olurdu ama bulamadım neyse!)

Bu arada balı çıkarırken annemin gözü kovada kaldı:)

"arılara başka birşey versen olmaz mı?";"onun hepsini yiycekler mi? "; "bir kavanoza biraz bal koysak mı acaba?"; "Rengide pek güzel duruyor"

Yaaaa Anne!!! Diğer kavanozlarda dolu ya! Bunun onlardan ne farkı var; bırakta hayvanlar yesin; bak yavrucuklarını besleyecekler ama! Aç kalmasınlar!

hehehe:) Annem yavru kavramını duyunca hiç dayanamaz! Bende bu huyunu biliyorum ya;

"eee iyi madem; beslede yavrular aç kalmasın" :) annem benim be!

Yağlı kağıtlara koyup;


Böylece zarf gibi kapadım ki; akmasın;yağlı kağıdım bitince de teksir kağıtlarına 250 gr kadar koydum.

Tam kovanları açacağım fırtına çıktı; beni uçuracak!

İlk olarak katlı kovanımı açtım.

Çerçeve kapak arası mesafesi rahat; iki küçük paket balı üstüne koydum.
Diğer kovanlardan birini açtım ama; balı çerçeve üstüne koyamadım!Arılar çerçeve üstüne yayılmış;bir taraftan rüzgar arıları savuruyor!
Bende vazgeçtim. Hazırladığım paketleri kovanların üstüne; besleme kutularının yerine koydum; deliğe gelen yerinede bir delik açtım gitti! Oraya çıkıp balları alabilecekler mi? İlerleyen günlerde göreceğiz.Ya nasip!

Bazıları bahar geldi diyor inanmayın!
Dün sabahtan ayaz; ardından bir kar...
Allahım neye uğradığımızı şaşırdık! Her taraf yeniden karla kaplandı.
Bir an için hava hiç ısınmayacak, bahar hiç gelmeyecek sanıyorum .
Ben kendi arılarımı şöyle böyle de olsa besledim,açlık sorunu olmaz diye inanmak istiyorum!


Bir kovanın kapısında kirlenme vardı;ama bu kovana zaten bal vermedim. Onun sebebini tahmin edebiliyorum, sonra yazacağım.