27 Mayıs 2010

Bahar Balı!

29 nisan. Arıları o gün kontrol etmiştim. Saat 2 civarı arılar karışıyor. Evet ilk oğul geliyor ama nereden. Konmuyor da; arılıktan bayaca uzaklaştı. En sonunda kondu. Birkaç avuç bir şey.

Bu da nereden çıktı?

En son yalancılamış kovanı silkmiş ve ana yapmaları için yavrulu çerçeve vermiştim.
"Anası olmayan kovanda bile 2 meme bırakın yoksa kazara oğula gidebilir" derler ya; doğruymuş!

Kovanda 8-10 tane meme vardı; ama bende üzerine titriyorum; dedim hiç rahatsız etmiyim; istedikleri anayı kendileri seçsinler bir şey olmaz:)
Zaten 2 çerçeve olan arı bölündü mü sana ikiye:)

Hani bazı çocuklara “biz seni istememiştik ama kazara doğdun" derler ya; garipte böyle boynunu büker söylenenleri dinler; işte bizim küçük oğulda istemeden oldu ama çok şeker oldu:) Büyük kovana fazla gelecekleri için küçük kutuya aldım. Kutunun eski sahibinden kalan kabarmış birkaç çerçevede verdik:)

Kendini toplayınca bomba gibi olacak inşallah!




Bu zamanlar kovanlara kulağımı yapıştırıp bir müddet dinlerim: “Ne var ne yok atladığım bir şeyler var mı?” diye. Evet atladığım bir şeyler varmış. Birkaç kovanda meme bozma çalışması yapmış ama birkaç memeyi bozmayı unutmuşum.

Nereden biliyorum? İki kovanın anaları içeriden vak vak diye; gençlerde ti ti diye bağırıyor da ondan:)

En azından bu iki kovanda oğul bekleyeceğim bu da bir şey! Haberli olması habersiz olmasından bin kat iyidir! Hatta anneme de dedim; iki kovan oğul verecek diye!

Evet; oğul konusunda da şunu söylerler: “ Kovanın anası oğul memelerinin kapandığını gördüğü gibi kovanı terk eder”
Benim arılarım öyle yapmıyor! Günlerdir bekliyorum analar kızlar hep beraber içeriden bağırıyor ama oğul çıkmıyor!


Nihayet 5 mayıs kovanlardan biri oğul verdi.
Oğulu aldık.


Askerlerin maşallahı var; hepsi bir hizada duruyor:)


3 çerçeve rahat sardı!


Asıl kovanı açtım ve gördüğüm bütün memeleri bozdum. Buna rağmen kovanın içinde birkaç tane yeni ana sesi duyuyordum. Şükürler olsun ki bu kovan bir daha oğul vermedi!

Diğer kovanım ise birkaç gün bağırdı ama hiç oğul vermedi! Sanırım anasından memnun değildi sorunu kendi aralarında hallettiler. Demek ki kovanın bağırması illaki oğul verecek anlamına gelmiyor! Belkide diğer analara karşı bir boy gösterisidir?

..................................
..................................
..................................

6 mayıs hıdrellez. Adet yerini bulsun diye ısırgan yemeğimizi yaptık . Isırganın kokusu ağır; kurbağa gibi:)

Ben ancak sarımsaklı yoğurtla yiyebildim:)
.........................
Bu yıl dışarıda nasıl bir kavak tohumu uçtu ki bilemezsiniz. Sanırım havanın kurak gitmesinden dolayı her taraf pamucuk olmuştu!
Yine böyle; havada pamucukların olduğu bir gün arılara baktım; sonrada topladığım birkaç avuç polenin içindeki çöpleri üfledim. Hangisi tetikledi bilmiyorum.
Normalde benim öyle pek bir şeye alerjim yoktur! Ama… ben nasıl hastalandım.Hapşur hapşur hapşur. İçim dışıma çıkacak. Burnum nasıl akıyor. Burnumu silerken bir top tuvalet kağıdı bitirmişimdir. Hadi onu atlattık derken;

Anneler günüydü; hiç unutmuyorum ki nasıl unutayım. Baktım boynuma bir kene yapışmış. Ben kaplumbağadan bile kene toplayan adamım; ondan mı korkacam tuttum çıt diye kopardım keneyi. Hatta kenenin ağzında benim bir parça “pembe derim” kalmıştı. Buraya kadar sorun yok.

Bunu anneme bile söylemedim ki bana bir sürü laf eder: “Hayvanlarla haşır neşir oluyorsun üstüne kene bindiriyorsun diye:) Ama abime söyledim ne olur ne olmaz. Kırım Kongo falan olmayalım Allah korusun!
Bekliyorum ateş yok kızarıklık yok. 3 gün geçti. Sebepsiz karnım ağrımaya başladı. Abim diyor götüreyim acile. Yook diyorum gitmem. Birde haberlere manşet olamam:

“ Cahil Vatandaş boynundaki keneyi koparmış” falan diye. İnan olsun 4- 5 gün karnım ağrıdı. Sonunda geçti.

Ama bu arada da; hani başıma bir şey gelirse? korkmadım desem yalan olur.
Diyorum bana bir şey olursa arılarımı satarlar artık. Bloglarda duyuyoruz ya; ölen insanların arılarını satıyorlar. Evde benden başka arıyla ilgilenen yok ki!
Vasiyetimi de yazacaktım ama malım mülküm olmadığı için vazgeçtim:) Ölüm korkusu kötü bir şey; Allah hastalara acil şifalar versin!


Yaban gülleri muhteşem derecede çiçek açtılar! Boyları 2 metreye yakın!



Arılar polen için birbiriyle yarışıyor;


Bu kovanım bir avuç arıdan çoğalan junior kovanım!

Allah nelere kadir! Bir zamanlar ben ona bal verirken şimdi o bana veriyor.
Normal bir ballığı var; ve üstündede yarım ballık! Çerçevelere bal doldurmaya başladı. Al sana bahar balı!

Maşallah! Bu çerçeveler ablamlara hediye gidecek inşallah!
Ben daha tatmadım. Zaten ben yetiştirdiğim meyveleride pek yemem! Benim için seyretmek çok daha zevkli:)


Bu da aynı kovanın normal ballığı!

Daha birkaç sene önce matkapla delik açmıştım ballıklara!

Ben bulmadım; bloglarda görmüştüm; arıların balın suyunu uçurmasına yardım ediyormuş bu delikler. Şimdiye kadar propolisle kapalı duruyordu. Geçen gün baktım arılar delikleri açmış dışarı çıkıyorlar. Demek ki gerçekmiş. Arılar istedikleri zaman havalandırma deliklerini açıyorlar! Arılarla ilgili her an yeni birşey öğreniyorum ve bunu kendi gözümle görüyorum ya... çok hoşuma gidiyor:)

Gerçi bu yıl arılarla çok fazla vakit geçiriyormuşum ve bu durum annemin hiç hoşuna gitmiyormuş:)Öyle söyledi!


Bu kovanda ballıktaki çerçevelerin yarısına bal koymasına rağmen oğula niyetlendi! Bu yıl oğul vereceklere engel olmuyorum. Nasıl olsa engel olmak mümkün değil. Zaten oğula niyetlenen bütün kovanların anaları 2-3 yaşında!O halde anasını değişmesinde ne yapsın!

Evet 24 mayısta bu resimdeki kovanda oğul verdi. Yaşlı anaları dışarı gönderiyorlar. Bende arkadan memeleri temizliyorum.

Hamdolsun ikinciye oğul veren kovanım olmadı şimdiye; bundan sonrada olmasın.


Zebra çatal kuyruklu kelebek! Herşey normal gözüksede kanatlarında doğuştan bir anomali var!

Müge 'lerimiz açtı! Mügenin kendine ait güzel bir kokusu var. Çiçekçi bunları eski bir bahçeden sökmüş. Bizede nasip oldu. İnce yumruları var ve kışın toprakta donmadı ki bu harika!


Mayıs ayında açan çiçeklerimiz; Filbahri ;


Kartopu çiçeği ;


Akasyalarımız;

Aynısefa (nergis);

Mor zambaklar;

Kaliforniya gelinciği;

Gelincikler;

Çiçekleri seyretmesi güzel ama bakması zor; hele bundan sonra sıcaklar bastırınca iş daha da zor olacak! Bakalım hayırlısı.