26 Haziran 2009

Napolyon atına bindi!

Arkadaşlar derki: “..börtü böcek resimleri de güzel ama arıcılık tecrübelerinizi yazmanızı da bekleriz”
Elbette yazarız neden yazmayalım. Ama yazacak bir şey olmadan ne yazabilirim?

Bir zaman bir fıkra okumuştum. Bir deli kitap yazar. Arkadaşına verir al; oku!
Arkadaşı birinci sayfadan başlar okumaya: “Napolyon atına bindi. dıgıdık dıgıdık dıgıdık!!!” İkinci sayfa üçüncü sayfa hep “dıgıdık dıgıdık dıgıdık” otuzuncu kırkıncı sayfa hep "dıgıdık dıgıdık"
En sonunda kitabın son sayfasına gelir “dıgıdık dıgıdık dıgıdık. Napolyon atından indi”
Romanda burada biter:)

Yeni bir gelişme olmadan; aynı şeyleri yazmak istemiyorum. Molalarda çiçek ve böcek haberleriyle idare edin artık!

Arılar uzun süredir rölantide çalışıyordu. Kapılarda yığılma her zamanki gibi!
Ancak bir iki gündür çalışma başladı; kapılarda salkım yok. Girişler sarıya boyandı!
Sebebi :Tek tük açmaya başlayan ayçiçekler!


Çok tatlılar! Tohum hallerini hatırlıyorumda:)

Erkenmi açmaya başladılar? Bana mı öyle geliyor; bilemiyorum!

Ayçiçeklerin açmadan önce biraz daha dişlerini sıkmalarını tercih ederim! Çünkü kelleler henüz küçük. Eğer kafalar büyüdükten sonra çiçek açarsa ayçiçek daha verimli olur. Yoksa minnacık kafaları olur tohumlarıda cılız kalır! Bizim için iyi bir durum değil!

Komşu tarlalardan biri! Orada ayçiçek daha fazla açmış!!!

Ham petek aldığım zaman bazı firmaların petek gözleri daha büyük ve uzun gelmişti bana! Bir iki çerçeveye taktıktan sonra başkaca takmadım kenara attım!
İşte o peteklerden biri. Kabartılan gözlerin yukarıya doğru uzunca olduğunu görebiliriz!

Kuluçkalığı hiç kontrol etmiyorum bu aralar! Ana ızgarası kullanmadığım için ;sağolsun bizim analar ballıklarda yavruya devam ediyor. Bende ortadaki çerçevelere bakıyorum yumurta varsa tamam! Bal süzerken problem olabilir mi? Olabilir elbette!
Öyle bir durumda yavrulu çerçeveleri ellemem bende:)Diğerlerini süzerim!

Dışarı atılmaktan kurtulan bir erkek arı! Ballıkta ve çıtaların üzerinde sakin sakin duruyor!

Boyları kısa olan çerçeveler! Hep aynı durum . Arılar boşluğu petek örerek değerlendirmişler!

Ufaklık kovanımda yoğun şekilde çalışıyor. Şu an net görünmese de girişler sarıya boyanmış.

Baharda ekilen arı otları sıcaktan can vermiş! Ama tohumlarını yetiştirmiş ve toprağa dökmüşler bile. Tohum yuvalarının açıldığı görülmekte!
Sonbahar yağmurlarıyla birlikte arıotu tohumlarının süreceklerini düşünüyorum:)

Yeni doğmuş bir kelebek! Nerden biliyorum çünkü sağlıklı bir kelebeği kolay kolay elimizde bu şekilde tutamayız! Ancak yeni doğanlar biraz ağır kanlı olduğundan elimizde dinleniyor.

Ve kanatlarını açtı! Pırıl pırıl! Sonrasında gökyüzü!

Begonvillerden biri çiçek açmış! Bunun rengi pembe!
Begonvil dikenli ve sarmaşık tarzı bir bitki! Ilıman yerlerde yetişiyor. Ama bizim buralarda kışın donacağı için saksıda yaşamak zorunda

2 yorum:

mcsumer dedi ki...

Demet Hanım,
Gözlemlediğim kadarıyla arılar, yoğun balakımı olduğu günlerde, derledikleri balı dökülmeden depolayabilmek için hem daha derin hücreler hazırlıyorlar, hem de bu hücrelerin alt kısımları daha uzun (yüksek) oluyor.
Sizin temelpeteklere dikkatlice bakınca bana da kalıp ve üretim hatası varmış gibi göründü. Ballıklarda avantaj sağlayabilir, fakat kuluçkalıkta erkekarı hücresi olarak algılanabilir diye düşünüyorum.
Çiçekleriniz bol, ürünleriniz bereketli olsun...

d.m.t dedi ki...

Nisan ayında "telgrafın telleri" başlıklı yazımda bu petekleri konu alan bir yazı yazmıştım!

Sizin de hem çiçekleriniz;hem balınız bol olsun:)
Arıcının temenniside böyle oluyor işte!!!