13 Ekim 2009

Evdeki hesap!

Geçen gün arkadaş arıları sordu: “İyidir; ikinci baharı yaşıyorlar” dedim.
“Sen öyle zannet, hava soğuyacakmış” dedi.
Bugünlerde hava durumunu pek takip etmiyordum açıkçası! Baktım ki bugünden için soğuk havanın geldiğini gösteriyor.

Nitekim öyle oldu! Sabahtan beri acayip bir fırtına; yağmur!!! Ağaçlar yere kapanıp duruyor; çiçekler hurdahaş oldu.
Şiddetli rüzgar ve şiddetli yağmurdan hep çok korkarım! Ölüm korkusundan olsa gerek!!!

Şu an itibari ile akşam oldu; hava hissedilir derece soğudu; rüzgar hızını keser gibi. Fırtına neler yapmış yarın daha net görebiliriz.

Evet sözde soğuk havanın geldiğini duyunca arılarıma bir bakayım demiştim. Hatta bunu dün gerçekleştirmiştim. Arılar aç kalır mı üşürler mi diye hep tedirgin olurum:)

Önce körüğü yakmak lazım dimi? Bakın körüğüm ne güzel yanıyor!!! Dumanını görmüyor musunuz? Ne yazık ki bende göremiyorum. Körük yakmaktan nefret ediyorum:)

Kovanlarda illaki yumurta aramak gibi bir amacım yok. Arılar çerçeveleri güzel bağlamış, kışa hazırlanmışlar. Şimdi çerçeveleri yerinden ayırmak hem onların düzenini bozacak hem de Allah korusun anayı falan ezeriz hiç gerek yok!!!

Kovanlarımın durumu bu şekil! Daraltma uygulamıyorum. Acaba bir kere daha besler miyim diye düşünüyordum? Yoksa inşallah yapacağım tek şey besleme kutularını kovanların üzerinden almak ve köpük ve gazeteyle izolasyonu tamamlamak! Birde boşluğa ballı bir petek daha koydum; tamamdır!

Bu kovanın kapağı ve tahtası yok! Gübre naylonu ve çuvalıyla işi götürüyor:)

Besleme kutusu üstünde;

Çuvalı kaldırınca durumlar böyle. Bu kovanın hikayesine gelecek olursak;
Baharda sıradan arı satmıştım ya!(Yanyana kovanlar anlamında)İşte o kovanlar kalkınca yerine boş bir kovan koydum ki; o kovan bu kovan! Kalan arılar bu kovana hizmet etti ve bende bir iki yavrulu çerçeve verdim. Kendi analarını ürettiler veee inşallah kışı güzel atlatacaklar:)

Çuval çerçevelere yapışmasın diye yükseltiler yapmışlar!

Yine besleme kutusu ve çuval arasında güve!

Diğer kovanlarımızda görünüm böyle!

Hindibalar açtı; arılar en son polen taşıyordu.

Arıların üzerinde bir iki varroa gördüm ki; Kışın uygulamak üzere ilacım yok! Alırmıyım almazmıyım bilmiyorum!

Besleme kutusundan propolis dışarı taşıyor:)



Hehehe! Bu da balta girmemiş bir ormana benziyor:)

Çerçevenin bir kulağı kırılmıştı; bende başka bir parçayı üstüne çakmıştım! Bahara çerçeve boşalınca kovandan çıkarır atarız!

Geçen ayva çiçek açmış yazmı geliyor? dedik ya! Ayva çiçek açmadı ama armut açtı!

Bu bir Ankara armutu! Yada ben öyle biliyorum:)
Henüz olgunlaşmadı! Zaten bu armut sert olur ve uzun süre dayanır!

Ekim ayının ortası ve çiçek açan armut! Dün ki görüntü bu! Bu gün fırtınadan sonra durumlar nedir hiç bilmiyorum?

Yıldızdan polen almaya çalışan ufaklık;

O kadar nefis bir yıldızki! Çapı bir karış!!!

Bu da başka bir yıldız!
Çiçeğe ilgi duymayanlar çiçek resimlerinden hoşlanmayabilir!Ama çiçek severler için; örneğin benim için "hergördüğüm çiçeğe" sahip olmak istemek !!! Kaçınılmaz bir son!Şimdi kış geliyor (hatta geldi) ve arıları kışlatmayı düşündüğüm kadar; çiçeklerimi nasıl kışlatacağım bunun için de bir plan yapmam lazım:)
Bu arada bahtıkara kolonimi birleştirmek üzere dün kokuladım; yanındaki koloniyide!!!
Ama evdeki hesap çarşıya uymadı; bugün hava hiç imkan tanımadı; yarın olurmu bilmiyorum!
Hayvanlar kokudan fenalaşmasın da?

13 yorum:

Mehmet Gündoğdu dedi ki...

demet hanım sen soğuktan bahsediyorsun biz yandık piştik birazda buraya gönder
bu arada arılarında iyi görünüyo Allah nazardan saklasın hayırlı baharlar diyelim

d.m.t dedi ki...

Soğuk istediğinize göre kışa hazırsınız demek ki?
Pekala; rüzgar ve yağmuru size gönderiyorum; bakalım gelecek mi?
Yalnız kendinize iyi bakın; sıkı giyinin ki üşütmeyesiniz:)
Selamlar!

muratakın dedi ki...

Demet Hanım:

Çok acemi olduğunuz belli arılarınız kovanı tam doldurmuş.

Armutu boş ver o cins armut daha yumuşamamıştır, yenmez.
Ama nereden bulursunuz bu güzel çiçekleri bizi de özendiriyorsunuz.

d.m.t dedi ki...

Acemi olmam iyi birşey mi; kötü birşey mi anlamadım? Neyse onuda anlamayı verelim:)

Armut sert; doğrudur ama bütün kış dayanır; şükür dişlerimde yerinde sert olsada kırt kırt yerim:)

Çiçekleri sevmeniz çok güzel! Eğer beğendiğiniz çiçekler varsa; bende de tohumu veya kırması varsa adres verirseniz gönderebilirim!

(İsteyen bütün arkadaşlara göndermeye çalışırım yani!)

Çiçekleri genel olarak satın aldığım yerlere gelirsek: Burada 3 fidancı var! Onlara sık sık uğrar yeni birşeyler gelmişse hemen alırım! Ayrıca İstanbul'a gidince bauhause yada koçtaş'a uğrarım.Kipa'yada arada çiçek geliyor; oradan aldıklarım var. Çiçek soğanlarını bim'den almıştım!

Açıklama yeterli olmuştur sanırım:)

TUYSAL dedi ki...

Merhaba Demet Hanım,

Arıcı arkadaşların çalışmalarını yayınlarından izliyorum. Siz de izlediğimiz bir arıcısınız. Hayvanlar ve bitkilerle - özellikle çiçeklerle - ilgili yazı ve görsellerinizi beğeniyoruz. İsteyenlere çiçek tohumu gönderebileceğinizi belirtmişsiniz. Bekleriz.

Arıları ben de sıkıştırmıyorum, bugüne kadar bu sıkıştırmama yüzünden arı kaybı yaşadığımı sanmıyorum. Zaten şimdiye kadarki kışlarda iki arı kaybettim, sebebi kapaklarının açılmasıydı. Kapakları rüzgar mı açtı, başka bir faktör mü açtı bilemiyorum.

Kolay gele, hoşça kalın.

d.m.t dedi ki...

Sizede merhabalar;
Arıların nüfusunun yeterli olduğunu düşündüğüm için sıkıştırmadım! Zayıf olsalar sıkıştırmak gerekirdi.Geçen yıl 2 çerçevelik 2 koloniyi bir kovanda yanyana kışlattım!

Hamdolsun şimdiye kadar arı kaybetmedim! Allah gönlüme göre veriyor demek ki!
Tohum için adres lazım; bir ara verin! Kış uzun bu işlerle ilgileniriz inşallah:)

mcsumer dedi ki...

Demet Hanım, Selamlar !

Gelecek yıl en gözde koloniniz olacağını düşündüğüm iki koloniniz var. Biri, şu çuval ve naylon altındaki, yani ana arısı bu yıl fazla yumurtlamak zorunda kalmamış olan; ikincisi de ( çok zayıf bir koloniniz olmadığına göre ) zaten kışı sağlıklı bir şekilde çıkarabilecek olan bir koloniyken eski bahtıkara'yla birleştirdiğiniz yeni ve daha büyük aile.

Murat Akın Öğretmenim, d.m.t zaten bilir deyip yazmamış; kendisinden öğrendiğimi aktarayım:
Her ne kadar arı, çerçeve üst çıtasının üstüne çapak mum örerek bir yükseklik oluştursa da, örtü bezinin iki sakıncasını yok edemiyor.
Sakıncaların biri zaten fotoğraflanmış durumda: Arının temizleyemediği noktalar oluşuyor. Örtü bezinin ikinci sakıncası ise arıların kış salkımını bozmadan çerçeve üst çıtasının üstünden çıtadan çıtaya geçişi engellemesidir. Bu sakıncayı (ya da dezavantajı) yok etmek için en az 1cm yüksekliğindeki, yaklaşık 35cm uzunluğundaki bir çıtayı çerçevelerin üzerine enlemesine koyabilirsiniz.

Gözleriniz ne kadar keskin olsa da kışa girerken arıların üstünde varroa görememelisiniz.
Kolay gelsin.
Esenlikler Dilerim.

d.m.t dedi ki...

Aslında örtü bezi istemiyorum! Kontroplak alacağım ama sanayide bütün olarak satıyorlar! Önemli değil; bütün olarakta alırım ama eve nasıl getireceğim?
Bu sorunu aşarsam çuvak kalkacak:)Olmadı sizin dediğiniz gibi yaparız!

Bencede varraoa görmek iyi birşey değil! Kapalı yavrular çıktığı için bu durum oldu sanırım.
Şimdi bir de kış salkımında kullanılan ilaç mı arayacağım? Olamaaz! :)

muratakın dedi ki...

Demet Hanım:
Acemi olmak konusu:
Her zaman arıcılıkta acemi olduğunuzla övünürdünüz ya arılarınızın durumu iyi onun için yazdım.

Ben kendi arılarıma bakınca bende öyle güçlü arı az demek ki bende usta oluyorum.

kontraplak işi kolayda malzeme aldığınız yer sahibi anlayışlı olması gerek çok basit parçalanıyor.
sitenizde yazdıklarınız göre bakım onarım ve yapım işlerinde erkekler elinize su dökemez.
kontraplak işini de kolay aşacağınızı sanıyorum.

d.m.t dedi ki...

Erkekler elime su dökemez mi? Hehehe!
Onore olmak mı deniyordu? Honore olmak mı? İşte ondan oldum; çok gurur duydum yani!
Bakın ağzım kulaklarıma vardı:)
Boş verin kimse kimseye su dökmesin! Sular musluktan akıyor zaten:)

Bir merdiven verirseniz kontroplak işini de kolayca aşarım! Şaka bir yana; satıcı plakayı kesmek istemiyor; mobilyacılar bölerek uğraşmak istemiyor. Ama inşallah bir şekilde halledeceğiz !

Gülüşan ŞENGÜL dedi ki...

merhaba arkadaşlar.ben 68 aksaray danım.yaşım 35 inanın 22 yıldır arıcılıkla iştigalim.tabi her yiğidin bir yiyişi olduğu gibi,her arıcınında kendince yöntemleri vardır.ben şuruplama zamanı üstten tahta şurupluk kullanırım.sonbahar ve erken ilkbaharda yani.ama kışın ve yazın tehlis dediğimiz kömür torbalarını tercih ederim.sebebi açarken takırtı gürültü yapıp arıları sinirlendirmemek için.ayrıca tehlis üzerine iki tüm gazete korsanız kışın oluşacak nemi alır.gazetelerin vakit yada zaman olmasını tercih ederim. (:

muratakın dedi ki...

Demet Hanım:
Sizden özür dilerim.yorum yazacak başka yer bulamadım.
TELİS çuvala kömür konulmaz sizin kullandığınız çuvallar genelde PVC kökenli malzemeden yapılmışlardır, bir çok arıcı onu kullanır.

demek ki tahta şurupluk kullanıyorsunuz çuval varken nasıl oluyor? Beslemeyle bakım zamanları çakışıyor yine takırdı sorun olur.

Bizde gazeteleri kullanıyoruz adına bakmadan rastgele seçiyoruz.

Gülüşan ŞENGÜL dedi ki...

murat ım ciğerim merheba.yem çuvalları,şeker çuvalı,kömür çuvalı,un çuvalı her neyse bizim bunlara verdiğimiz genel isim tehlistir.sizde adı farklı olabilir.ayrıca tahta şurupluk kullanırken tehlisi bir süreliğine tamamen alıyoruz.mesela bu günlerde ekim sonu itibariyle tehlisleri tekrar koyup gasteyle işlemi tamamlayıp kışa hazırlıyoruz.kendine iyi davran