16 Temmuz 2009

Bahtıkara!

“Sen; bu mektubu okurken ben çoktan gitmiş olacağım” diye başlar veda mektupları.
Bizimki veda olmasa da ; siz yazdıklarımı okurken; ben büyük ihtimal valizimi toplamış ve yola çıkmış yada çıkmak üzere olacağım.

Ülkemiz sınırları içinde birazcık uzağa gidiyorum: Şanlıurfaya!
Madem ki orası da ülkemizin bir parçası; elimize de bir fırsat geçmiş iyisi mi orasının da ekmeğini yemeli suyundan içmeli!

Üstelik kırmızı dipli mumla çağırıldım neredeyse! Gitmemek olmaz:)
(kırmızı dipli mum nedir derseniz: Bizim burada Kırkpınara davet amaçlı kullanılan; özel misafirlere ve esnafa dağılan mum!!! Dibi de gerçekten kırmızıdır:)
Hani istemediğin misafire dersin ya: “seni kırmızı dipli mumla mı çağırdım?" diye:)
İşte öyle; ne diyordum önce otobüsle İstanbul; akşam uçağınla Urfa’da yım nasipse!!!

Arıları kontrol etmeden gidemem; bu akşamki kontrolden notlar:
Nisan ayının ortasından beri bahtı gülmeyen bir kolonim var.
En başta anasını kaybetti( bir ihtimal ben ezdim) Ana gözü yaptı anasını çıkardı. Yeni anayı ben gördüm.Birkaç gün sonra ana da yok yavruda.

Sonrasında ben yine kapalı yavru ve yumurtalı çerçeve verdim. Yine ana gözleri yaptılar. Ana çıktı onu da gördüm sonrasında anada yok yavruda.
Bende ısrarla bu koloni anasını yapacak; döllenip gelecek diyorum; iş inada bindi!

Bir kere daha yavrulu çerçeve takviyesi; yine ana gözü yapıldı.Bu 3 oldu!!!
Ana çıktı. Yumurtlamaya başladı. Dedim artık bu iş oldu galiba. (Nede olsa çiftleşmeye gide gele kırlangıçlara yakalanma ihtimali yüksekti!)



Bu akşam baktım yavrular kapanmış ana yumurtlamaya devam ediyor.



Ama yavrular; ah yavrular !!!

Erkek gözü değil mi !!! Allahım inanamıyorum! Bu koloninin bahtı neden böyle kara oldu? Ana döllenmedi mi anlayamadım ki? Yoksa kısır mı? Çık işin içinden çıkabilirsen. Büyük mü konuştum ne yaptım? Gerçi bu durumu kimseyle paylaşmadım ama!!! Kendi kendime benlik yapmış olabilirim!
5-6 gün içinde eve döneceğim nasipse; o zaman ne yapacağıma karar vermiş olurum!

Geçen hafta verdiğimiz temel petekler işlenmiş.

İçine nektar da konmuş. Elbette petek isteyen kovanlara vermiştik ham petekleri!!! Yoksa boşluğu doldursun diye değil!!!

Bu peteğe dikkat edersek yine geçen hafta ballığa verdiğim ama telleri "dik" bir çerçeve!!! 9 numaralı.

Arılar azıcık alttan tırtıklamışlar onun dışında şimdilik iyi gözüküyor:)

En son verdiğim temel petekler katlarda 9 ve 2 numaralı yerlerde.

2 numaralı; çıkarmaya gerek yok kabartma yapılmış.

Ballar sırlanmaya başlamış.Bazılarında boş çerçeve kalmamış. Süzülme yapılabilir ama vaktim yok hava kararmak üzere!!! Yumurta kapıya gelince iş yaparsan böyle olur!

Boş bir kat koydum. İki tam ballıyı yukarı aldım.

Yerine temel petek koydum. Boşluğu da çuvalla kapattım. Ben dönene kadar uslu uslu dursunlar.

Kovanlardan genel görüntüler;






Kovanların altındaki tuğlalarda eşek arıları;

Kovan kapağının altındaki eşek arıları;

Hımm başka bir zarar! Sürekli ağalarını bozmama rağmen. Örümcekler!!!

Her dafasında birkaç arıyı yakalamış oluyor.

Yağan yağmurların etkisi; kovanların önleri taze otlarla dolmuş!!!

Son olarak bölmelerin giriş delikleri her hangi bir vukuata karşı daraltıldı ve Allah emanet edildi.

Görüşmek üzere inşallah!


(Yazıya başlarken günlerden çarşambaydı; şu an gecenin 1'i olmuş ve günlerden perşembe)

2 yorum:

mcsumer dedi ki...

Hayırlı yolculuklar !

Demet Hanım,
"bahtıkara" için bu 5-6 gün içinde
değil, salimen evinize döndükten sonra, duruma göre, karar verirsiniz değil mi?

Güle güle gidin, güle güle dönün...

İlhami Uyar dedi ki...

Kıymetli Demet hanım yolculuğunuz boyunca herşeyin mükemmel gitmesini,gezinizden de çok keyif almanızı temenni ederim,umarım o güzel yörelerin tarihi ve mistik kokusunu doya doya içinize sindirir,fotoğraflarlada bize yansıtırsınız,benim dikkatimi çeken diğer konu o yörelerden pek internette tanıdığımız arıcı yok işin birde o boyutuyla ilgilenirseniz çok faydalı olur diye düşünüyorum,herşey gönlünüzce olsun,iyi seyahatler.