14 Aralık 2008

Odun ve Arı

Testere kullanmayı bana babam öğretti; derki "Testereyi yumuşak hareketlerle kullanacaksın. Birkaç çekmede nefes nefese kalırsan bir şeyleri yanlış yapıyorsun demektir! "
Şehirde kalorifer var ama şehir dışında müstakil bir hayat sürerseniz soba yakmak durumunda kalırsınız. İşte hem testere kullanmak hem de bu arada bir işe yaramak isterseniz en iyisi odun kesmektir.

Ben odun kesmeyi çok severim nedense kendimi rahatlamış hissediyorum.
Öncelikle çaprazı bozulmamış yada yeni bir testereniz olacak. Keseceğiniz odunlar çok büyük olmayacak(büyük olanları motorlu testereyle kesiyoruz)hımm birde el testeresiyle kesmek için; kestiğiniz ağaç çok sert olmayacak.
Odunu nereden buluyoruz? Tabii ki kendi ağaçlarımızdan. Ormancılar duymasın şimdi başımıza iş açılacak:)
Bu kestiğimiz odunlar ya fırtınadan kırılıp yere düşen yada kuruyan söğüt ve karaağaçlardır. Yoksa hiçbir zaman yaş ağaç kesmeyiz. Üstelik neden yaş ağaç keseyim? Ben ağaç ekmeye çalışıyorum; öldürmeye değil ki!

Allah inandırsın bu yıl bayram harçlıklarımı ne yapayım, ne yapayım diye düşündüm? Sonunda buldum; harçlıklarımla fidan alacağım. Fidanlar bedava değil biliyorsunuz! Ne ekeceksin derseniz; çam ağacı düşünüyorum!
Ektiğim fidanlar sayesinde;hem çocukmuşum gibi bana harçlık veren büyüklerimizin bir hatırası olacak; hem de ağaçlar bahçemizi renklendirecek!

Nerden girdim nerden çıktım. Evet odun kesmek; eğer keseceğimiz ağaçta(odunda) delik varsa içinden mutlaka bir şey çıkar! Ya karınca yuvasıdır; yada böcekler mesken tutmuştur.
Böcekli odunların yakılmasına asla ve asla müsaade etmem!!!Kenara ayırırım; böceklerin veya karıncaların dağıldığına emin olduktan sonra yakılacak odunların yanına koyarım…

Geçen gün fırsattan istifade biraz odun keseyim dedim! Baktım ağacın ucunda oyuk var; haydi bakalım içinden ne çıkacak. Kestim aaa bir ana arı!!!

Hem de besili cinsten. Aldım kenara koydum.

Sonra ağacı bir dilim daha kestim, ve içinde başkaları da olabilir diye ikiye ayırdım. ooo 4 tane daha ana arı!


Hayvanlar uyuşuk vaziyette kış uykusuna yatmış. Ama neden 5’i bir arada; bilmiyorum belki kardeştirler:)


Birkaç dakika içinde bizim uyuşuklar kıpırdanmaya başladı.

Sonra ayaklandılar ve üzerlerine bulaşan talaşları temizlediler.

Burada temizlik yapıyor!

Fıstık gibi ana arılar; ne yapsam hapis mi etsem?

Başka bir şey mi yapsam diye düşünürken …uçup gittiler! (bilerek uzun uzuuun düşündüm belki bu arada kaçarlar diye:)
Ve Mutlu Son…

8 yorum:

UĞUR KIRAN dedi ki...

Onların yavruları senin kovanlara musallat olup bir kaçını söndürsünler o zaman anlarsın yanlış yaptığını.Bu sene kimsenin inanmayacağı ölçüde zarar verdiler kovanlara ve halen vermeye devam ediyorlar (sizin oralarda havaların soğuk gitmesinden dolayı zararları aynı ölçüde değildir tabiki).
Kuraklığın bu şekilde devam etmesi malesef bal arılarına olumsuz etki yapacak etkenleri artırıyor, sarıcalarda bunlardan biri.

muratakın dedi ki...

Demet Hanım:
Görünüş olarak eşekarıları dişiye benziyor.
Siz onları salın gitsin önümüzdeki yılda onların yumurtasından çıkanlar sizin kovanlardaki arılarınızı iyi yoracaklar.
Sonrada tüh dersiniz.

Ballı Baba dedi ki...

Demet merhaba; Ağaç kesme konusundaki hassasiyetin son derece güzel TEBRİKLERRRR. Ağaç dikmek için biriktirdiğin harçlıklarını ise güle güle harça derim :), eğer uygun görürsen bizim orman işletmesi fidanlığından temin edeceğim fidanlardan yollayabilirim. Geçen sene böyle bir organize yapmıştık ve bir kaç ile 2000 civarında ıhlamur, kestane, yabani kiraz ve akasya yollamıştım, bu yıl tekrarını yapacağız inşallah. "Kıyamet koparken bile elinizdeki fidanı dikin" sözü ne kadarda güzel değilmi? Bir katkım olursa kendimi mutlu hissederim.
Ağaçta çıkan arılar ise kışı geçirecekleri yeri buldular ya baharda her biri yeni bir aile oluşturmak için zamanı bekliyor:)

Hayyam dedi ki...

İyi etmemişsin beştane anayı salmakla;2009 da daha fazla savaş vermen gerekecek.AB uyum yasaları gereği idam cezası kaldırıldı ya sende yasalara çok saygılısın galiba.En azından katıksızda olsa hapis uygulasaydın birilerine özenerek.Sonucuna sen katlanacaksın nasılsa.Bizde hala idam cezası geçerli .

Unknown dedi ki...

Demet hanım senin tesbit ettiğin o arılar döllenip gelecek yıl ırkının devamını sağlayacak hepimizin baş belası sarıcalardır .Bunlar yaz sonu çifleşip bazan koza içinde bazanda sizin bulduğunuz biçimde gelecek baharda yeni kolonileri meydana getirecek ana arılardır.duygusal davranarak onları azat etmense taktire şayandır,saygılarımla.

d.m.t dedi ki...

Ne deseniz haklısınız! Bu günlerde ağızlarda dolaşan şu sözle cevap vereyim:
“ Naalet olsun içimdeki insan sevgisine!”…
yok bu pek uymadı ; değiştiriyorum
“Nalet olsun içimdeki hayvan sevgisine!”

Çaktırmayın; çevredeki arıcılar; sarıcaları azat ettiğimi bir duyarlarsa asıl katıksız hapsi bana uygulayacaklar; ondan korkuyorum:)


Ağaç konusundaki hassasiyetinize ve ilginize asıl ben teşekkür ederim! Çalışmalarınızı takip etmiştim. Benim en mutlu olduğum şey canlılara yatırım yapmak!
Bu paralar da havadan geldiği için; onu temiz hava yatırımı olarak değerlendireceğim:) Ve emin olunki güle güle harcayacağım!!!

Adsız dedi ki...

Her hayvanı sevmeli insan.O sarıcaların birini serbes bırakıp digerlerinide fazla canları yanmadan imha etseydin daha güzel olurdu.Unutmamak lazım bu hayvanların zararları oldugu gibi yarralarıda var.

Hüseyin Basri ÇALIŞKAN dedi ki...

tebrik ediyorum sizi. ilk defa denk geldi okudum bloğunuzu başarılar diliyorum. biliyorum sarıcalar ve eşşek arıları biz arıcılar için sorun ama kabullenmeliyiz ki onlarda bizim dünyamızın parçası faydalı olanı sev faydasız görüneni sevme bana hiç uymuyor tekrardan tebrikler.