03 Aralık 2008

Güzel bir gün;

İnsan baktığı hayvanlardan uzaklaşınca oldukça merak ediyor. Ne oldu ne gitti diye.

Bugün hava bir harikaymış; harikaydı yani!
Daha önceki güzel güneşli günlerde birkaç kovanda hiç hareket yoktu. Oldukça meraklanmıştım. Bu gün baktım ki bu hareketsiz kovanlar yavru uçuruyorlar.
ohh be! Arıları vızır vızır uçarken görünce çok rahatlıyor insan…

Benim ufak kolonimi biliyorsunuz; o da hareket halindeydi. Yalnız acilen müdahale etmem gereken bir durum var.Arılar tek kat kavak tahtasından kovanın içinde duruyor. İyi ki hava fazlaca bozmadı. Yoksa gümleyip gidebilirdi. ( birinci sebep soğuktan, ikinci sebep çok hafif ve küçük olduğu için rüzgarda devrilebilirdi)

Aklımda bir düşünce vardı. Hemen işe koyuldum. Küçük kutunun içine gireceği başka bir kutu çaktım. Kutunun içine strafor yerleştirdim. Kutunun önüne de (kovanın giriş deliği hizasına) aynen bir giriş deliği açtım. Kutu neredeyse normal kovan büyüklüğünde oldu.

Burada bana refakat eden arkadaşı görüyorsunuz!

Kendisi yardımdan çok ayak bağı oluyor ya neyse. Her işte elimin altında, bir gün kafasına yanlışlıkla bir keser yiyecek diye korkuyorum.

Şimdi bu ağır kutuyu koyacak sağlam bir sehpa çakmak lazım. Onu da çaktım. Şu an karınca problemi olmadığı için sehpayı rahatça yere koydum.

Sonra küçük kovanımı olduğu gibi bu kutunun içine oturttum.

Arıları karıştırmadan üstten baktım. Giriş deliği tam hizaladı!

Besleme kutusu hala kovanın üzerinde duruyor.Bilmem ki arıların üzerinden alsam mı acaba; ne dersiniz?

Sonra en üstünü straforla kapattım ve kutunun kapağını kapadım.

Kutunun kapağı çatı gibi olsun istedim,üstünü de muşambayla kapladım.

Fena olmadı gibi.Yağmur, kar saçaklarından akar gider. Rüzgardan devrilme derdide yok

Şimdi bakıyorum da bu gün oldukça verimli geçmiş.

3 yorum:

ARICI ALİ TÜRK VE ARICILIK BİLGİLERİ dedi ki...

Demet kardeşim, üretken bir yapıya sahipsin.Şimdi bazı şeyleri kafada çözmek çok basit oluyor.Bunun adınada evdeki hesap derler.Karıncalarlada kafanda işi çözmüştün,kaç tur sonra rahatladın.Buda geçici bir çözüm olmuş,fakat o arılar o küpükleri havaların ısınmasıyla dışarı taşırlar.Bu durumlarda köpüğü elek teliyle kaplarsan kemirilme önlenir.Kolay gelsin,ilginç çözümlerinin devamını beklerim.

d.m.t dedi ki...

Yok canım! Köpükleri nasıl yesinler. Arılar kendi tahta kovanlarının içinde. Bu kovanda içi köpüklü kaplı kutunun içinde. Hani matruşka bebekleri var ya iç içe onun gibi.
Kovan; köpüklü kutunun içine sımsıkı oturuyor.

Arıların köpükle muhatap olduğu, olabileceği tek yer birkaç cm’lik giriş deliğinin çevresi o kadar. Orasını da şimdi yiyeceklerini sanmam:)

İlginç çözümlerin devamını bekliyorsunuz demek ki!
ohoo; ilginç çözüm bende istemediğiniz kadar. Zihni sinir projeleri gibi!!!
Tut ki yaptığımız tasarım işe yaramadı; onu atar başka bir tane yaparız,sonra başka bir tane daha.
Şaka bir yana sorun oluşmasa çözüme de gerek olmayacak; şimdi abuk subuk malzemeyle iş yaparsan sorun çıkaracağı bir gerçek. Eğer benim düzgün çam tahtam olsaydı küçük kovanımı ondan yapardım. Bütün bunlarla da uğraşmazdım!
Ama diğer açıdan bakarsanız sorunlar insanın zihnini geliştiren şeylerdir. Sizi bir şeyleri yapmaya ve öğrenmeye zorlar. Eğer benim bütün işlerim tıkırında olsaydı şu an ne testere ne çekiç ne matkap kullanmama gerek olmazdı ve bende bu işleri öğrenemezdim değil mi?

Kışın köye bir gidersiniz bahçe çeşmesi buzdan patlamış; abiniz veya babanızda yanınızda yok!!! Ne yapacaksınız? Şimdi geri gidip tamircimi getireceksiniz! Uzun iş.
Alırsınız elinize ingiliz anahtarını patlak parçayı çıkarır, sağlam olanı lifle yerine takarsınız. İşte bu kadar!
Her sorun benim yeni bir şey öğrenmeme sebep oldu,bu yüzden sorunları severim!
Şu an kendi başıma pek çok işi yapabilir, pek çok aleti kullanabilirim ki işte bu süper bir duygu!

Unknown dedi ki...

selam demet bacım allah senin eksıklığını göstermesin bize ve ilginç buluşların bayağı faydalı oluyor imdiden kurban bayramınızı kutlar hayırlara vesile olmasını dilerim yüce allah tan.