27 Aralık 2008

bırrrr

Kar erimeden görüntüyü yakaladık. Ve çektik yayınladık:)
Zaten şu an kar eriyeceğini hiç sanmıyorum; hava çok acayip soğuk!bırrrrr

Kovanlarda tık....yok; Bizde kimse varmı yokmu diye kovanları "tık"lama gafletinde bulunmadık. Salkımdaki arıyı rahatsız etmek çok tehlikeli...ymiş; öyle dediler:)

Ben kovanları yan yana bitiştirip; üzerlerini tek parça örtmektense ; herkesi olduğu yerde bırakmayı tercih ediyorum. Elbette kovanları yan yana yapıştırınca mutlaka ısı yönünden bir kuytulanma oluyordur.
Ancak... arada güzel günler oluyor arılar dışarı çıkıyor; sonra kovanları karıştırıp birbirine girip çıkma durumu olur; kendimizi boşu boşuna sıkıntıya sokmayalım.
Kovanların ayrı durmaları daha iyi; neme lazım!

Tek tek paketlemenin dezavantajı daha fazla ziftli kağıt harcamanıza sebep oluyor.Geçen sene kullandığım kağıtları ezmeden kenara koymuştum. Bu yıl onları yeniden kullandım.

Ancak yeni kovanlarımıza örtü yetmedi. Bende yeniden ziftli kağıt aldım.

Bakıyorum geçen yıl ziftli kağıt 20 metre 20 liraymış; bu yıl yine 20 lira! Enflasyon yok demek ki! Yada en azından ziftli kağıtta yok:)

Kovanları paketledik ve bağladık. Bu işi de birkaç gün önce yapmıştım; iyiki yapmışım yoksa soğuk dalgaya yakalanacaktık!
Çok şükür kovanların önünde çok ölü arı görmüyorum.
Ilıman yerlerde arı nektar getiriyormuş ; inanılır gibi değil! Benimkiler uzun süreden beri uçuş yapmıyorlar. Bu iyi bir şey dişlerini sıksınlar bahara az kaldı!

Bir kovanın girişi! Çok şeker değil; çok ballı bir görüntü,arılar kendi elleriyle yapmış:)

Bunu tanıdınız mı?
Arı otu.......! Bu arı otunun da bir hikayesi var.
Arı otunu ilk olarak arıcılık kursunda duymuştum. Nektar verimi yüksek; çiçeklenme dönemi uzun bir bitki! Tohumlarınıda görmüştük.
Tohumları böyleee sanki kaşıkçı elması gibi küçük kapaklı bir şişenin içine koymuşlardı. Arıcılar hayranlıkla tohumlara bakıp bunu nasıl edinebiliriz falan dediler ama bir sonuca varamadılar. O zaman için elde edilmesi zordu yada bana ulaşılmaz bir şey gibi geliyordu.

Benim arıları satın almaya gittiğimizde; arı sahibi amcanın bahçesinde gördüm arı otunu! Bir metrekare kadar bir yerde ekiliydi.
“Bu arı otu değil mi?” dedim. “Evet; nereden bildin? Bana da bilmem nereden bir arkadaş getirdi” dedi.
Vaayy be;gökte ararken yerde buldum. Bana söküp 3 tane verir misin? dedim.
“Kızım vermesine vereyim de; yaz sıcağında köklü ot tutar mı hiç! tutmaz” falan diye itiraz ettiyse de;
Amca sen ver gerisine karışma! dedim.

Gördün deli çekil geri derler ya; amcamda kurtulmak için hemen söktü verdi.

Benim için kıymetli olduğundan saksıya ekmiştim. Biri öldü sanırım. İkisi tuttu.
(Sonrasında saksıya ektiğim arı otundan bahsetmiştim de başıma iş açılmıştı; bir zamanlar. Bilen bilir!)

Ne diyorduk; şimdi bu iki tane arı otu 3 sezon sonunda bana bir kiloya yakın tohum yaptı . Bereket bu olsa gerek; bir ekiyorsun 10 alıyorsun, on ekiyorsun 100 alıyorsun.
Bu yıl tohumları bitkiler ölünce eylül gibi toplamıştım. Ancak otlar çok gevremiş; tohumların bir kısmı yere dökülmüştü.
Geçenlerde baktım yağmurlarla birlikte (dökülen tohumlardan) yeni arı otları çıkmış.Neşeleri yerinde semiz duruyorlar.
Normalde; ılıman yerlerde sonbahar ekimi yapılabiliyor. Ben burada arı otunu bahara ekerim çünkü donlar sert oluyor.
Şimdi; kendiliğinden çıkan arı otlarının akıbeti ne olacak merak ediyorum.
Kardan etkilenmemiş gözüküyorlar;cin gibi ayaktalar! Eğer ki dondan da etkilenmeyip bahara çıkarlarsa ; arı otu tohumlarını bir daha sonbahardan ekeceğim!
Nasip olursa tabii!

6 yorum:

Kozlulu Kadıoğlu dedi ki...

Demet hanım sizi kutluyor ve taktir ediyorum,
Bir ara rica etsem banada üç adet arı otu tohumu gönderirmisin :)

Sinan dedi ki...

Merhaba Demet Hanım Kovanlarınızın üzerinde nazar boncuğu gördüm ve Bilmediğinizi varsayarak bu mesajı yazdım.

Halbuki, Allah'ın hiç affetmeyeceği tek günah kendisine şirk koşulmasıdır. (Hakim IV/216. )Peygamberimiz bu tür bir korunmayı tavsiye etmediği gibi, yapanlara da şiddetle karşı çıkmıştır. Bunlar gibi, çeşitli tılsımlı sözlerle okuyup efsun yapmalar da batıldır ve şirktir. Peygamberimiz onları da yasaklamıştır. Kendisine bîat eden, yani her konuda önderliğini kabul eden on kişinin bîatını kabul etmiş, birininkini etmemiştir. Sebebi sorulduğunda: "Onun pazusunda muska var!" buyurmuş, bunun üzerine adam muskayı kesip atınca Efendimiz, onun bîatını da kabul etmiş ve: "Bunu takan şirk yapmıştır" demiştir. (Müsned IV/156. )Bir başka hadîslerinde "Kim birşey takarsa ona havale edilir" (Müsned IV/311.) buyurulmuştur.

d.m.t dedi ki...

Nazarın dinimizde de kabul edilen bir durum olduğunu bilirsiniz. Hatta insanın kendi kendine bile nazarı değebilir (yada kendi malına nazarı değebilir)

İşte bir kişiye bir mala gelecek olan nazarı(bakışı) öncelikli olarak bir yere çekmek için boncuk yada başkaca dikkat çekici bir şey takılmasının çok yanlış olduğunu düşünmüyorum.

Benim kovanıma boncuk takmamdaki amaç espri amaçlı olsa da; görüntüsü hoşuma gidiyor.

Yoksa mavi bir cam parçasından medet ummak gibi bir durum söz konusu değil!
“Şirk koşmak”mı? Asla!
Elhamdülillah imanımdan şüphem yok!

Ama nasıl olur; dikkat çekecek şey illa boncuk olmak zorunda değil başka bir şeyde kullanabiliriz.
Örneğin ben gösterişli bir küpe takarsam bana bakan birisi öncelikle küpelerime dikkat edeceği için nazarı savuşturabilir.
Kovanımın önüne boncuk değil de bir çiçek deseni koyarsam yine bu dikkati önce çekeceği için nazarı savuşturur.

Hatırlatmanız için sağ olun;
Sağlıcakla kalın!

Sinan dedi ki...

Merhaba Demet hanım.
Bizler birbirimizi her zaman kollamalıyız, gerektiğinde yanlışlarımızıda hatırlatmalıyız. Sizinde aynı fikirde olduğunuzu görmek çok hoş.
Allaha emanet olunuz...

d.m.t dedi ki...

Arı otu tohumlarını kaybetmiştim; buldum.
Evet; adres verirseniz mektup zarfının içine koyup gönderebilirim:)

Kozlulu Kadıoğlu dedi ki...

Email adresime gönderbilirmisin, gönderirsen lale ve sümbül tohumlarındanda göndermeyi ihmal etme lütfen ;)
yigit108@hotmail.com