04 Şubat 2011

Keçi İnadı!

Kardelenler kışın çiçekleri!

Kar, buz üzerlerini basmış; boyunlarını kaldıramıyorlar.

Çok zarif bir çiçek!


Görüntü 28 ocak 2011! Erik bahar açmış!Şimdiye gördüğüm en erken bahar:)



Erik tutar mı? Hiç sanmıyorum.

Havayı nasıl anlatsam... çok soğuk! Günlerdir bir kırağı düşüyor su kovaları olduğu gibi buz tutuyor. Çok ayaz var çok! Kargalar saksağanlar yere inmiş yem arıyorlar.


Bu sanırım florya!

Bu da başka bir kuş! Soldaki florya sağdaki ne?


Büyüklüğü sığırcık kadar! Sürü halinde kuşburunlarını yemeğe geliyorlar. İsmini bilen varsa öğrenmekten memnun olurum.
......................................................
......................................................

Birkaç gün önce bir haber vardı ; büyük ihtimal okumuşsunuzdur(?)
Bolu’ya keçi sütü fabrikası kuruluyor! Dondurulmuş pastörize keçi sütü ve sadece keçi sütünden ürünler üretilecek! Süt dondurulmuş olarak satılacak besin değerlerini kaybetmeyecek! İnek sütüne alerjisi olanlar bile keçi sütünü tüketebilecekler!
Babam “Keçi sütü anne sütüne en yakın süt” diye söyler dururdu da inanmazdım. Haklıymış!

Küçük bir bahçe bulan doğayı seven ; doğal yaşamayı sevenlerin bir numaralı tercihi meyve ağacı ekmek,birkaç kovan; birkaç tavuk ördek ve keçi yetiştirmek!
Mustafa Hilmi Bey dün bir yazı yazmış bloğunda! Keçi sağım yerlerini gösteriyor; keçileri nasıl rahat sağabiliriz diye araştırıyor!
Bende bir şeyler söylemek istedim ama baktım yazım yorum için oldukça uzun olmuş:) Bende buraya yazayım ne olacak?

Babamda pek çoğumuz gibi keçiye çok meraklıdır! Emekli olduktan sonra ve kırda küçük bir evimizde olunca ilk olarak pazardan bir tane sağmal keçi getirdi. Adı “Çıtır”dı! (Ben daha önce keçi görmemişim. İnek deseniz bir iki kez! Köyde ananemlerin inekleri vardı; yengem sağarken bir kere bana da sağ demişti de yüzüm gözüm süt olmuştu, 7-8 yaşlarındaydım!:)

Neyse ;ben babamın getirdiği keçiyi doğaçlama yaparak sağdım;inan olsun çokta güzel sağdım:) Ama hayvanın memelerini dikenler falan çizmiş sivilceler olmuş! Canı yandığı için huylanıyor. Sonrasında memelerindeki çizikleri tedavi ettim de iyileşmişti! Ne mi oldu; “Çıtır” bizim keçilerin atası oldu ondan çok yavru sahibi olduk. Sonra yavrular yavruladı falan filan. Kaç tane keçi elime doğdu (bu arada oğlaklar çok şekerdir, aynen bebek gibi; kucağınıza alın süt kokarlar:)


Gelelim ben keçiyi nasıl sağarım:
Bizim keçilerimizin boynunda daima tasma vardır. Keçi boynuzsuz dahi olsa yakalaması kolay olur. Sağım yapacağımız zaman boynunu şöyle bir karış zincir bırakarak duvara sabitleriz (aynı köpek bağlar gibi!) Zincirlerinde fırdöndü vardır herhangi bir boğulma problemi oluşmaz. Böylece sağım sırasında kafasıyla bizi rahatsız edemez.
Hatta keçiyi köşeye bağlarım. Bir tarafı duvara dayanırsa iyi olur! Çünkü poposunu sağa sola atmak isterse bir tarafta duvar bir tarafta biz oluruz gidemeyeceğini anlar sağılmaya razı olur:)

Sağım sırasında ayak tepmesine gelirsek oldukça zor bir durum çünkü bunun çözümü yok gibi! Hayvanın kendini rahat hissetmesi lazım eğer rahat olmazsa hem sütü size vermez hem de huysuzluk yapar. Keçi inadı derler ya; işte ondan:)
Eğer rahatsa sütü salar ve geviş getirmeye başlar! Sağım sırasında geviş getiriyorsa işler yolundadır:) Çünkü memesi sütle dolmuş bir hayvan rahatsızdır bir an önce sütünü verip rahatlamak ister.

Hayvana hiç sert davranmam; gerekirse boynunu sırtını kaşırım rahatlasın. Vurmak dövmek hayvanı huysuz yapar, yüksek sesle bağırın ondan bile rahatsız olur!
Karnı aç olmasın; susuzda olmasın yoksa elimizdeki süt kabını yem sanıp yada su sanıp hep kaba ulaşmak koklamak ister, tepinir durur:)

Ayrıca sağım yapılan yerde ve barınaklarda devamlı hayvana sataşan at sinekleri kara sinek yada sivrisinek olmamalı. Özellikle sivrisinekler keçilerin memelerini çok fazla sokar hayvan memesini kimseye elletmek istemez.

Genellikle hep alıştığı kişinin kendini sağmasını ister; sağım yaparken aynı kıyafeti giymekte de fayda var yoksa huysuzluk yapabilir!

Özellikle ilk başlarda yavrusunu daima yanında görmek ister; göremezse huysuzlanır o halde süt sağarken yavrusunun yanında olmasında bir sakınca yok. Çünkü yavru küçükken çok bir süt içemez. Hatta yavrulara tutup zorla süt içirtiriz! Bizim sütümüzü içip bitirecek diye korkmamıza gerek yok yani:) İlerleyen zamanlarda (yavrular koca adam olunca) bir paravanın arkasına koyar sütü sağınca annesinin yanına alırız.

Memesinde yara falan olmaması gerek bunu söyledik ayrıca bu hayvanların bence en önemli rahatsızlığı "mastitis! " Eğer hayvanın memesi mikrop kaparsa meme büyük zarar görüyor, hayvan ıstırap çekiyor kendini sağdırmak istemiyor, hem tedavisi oldukça meşakkatli! Ayrıca tedavi etmeniz durumunda bile memeyi kaybetmeniz mümkün( yani memenin körelmesi)

Sağım yaparken oyalansın diye hayvanın önüne yem koymak bir kısım çözüm gibi gözükse de bazen terside oluyor. Hayvan yemini sizden kıskanıp daha fazla huysuzluk yapabiliyor.

Ayrıca sağım öncesi memesini ılık suyla yıkayıp kurularsak hem hayvan rahatlar hem de memesi tozdan pislikten arınmış olur!

Aklıma gelenler bunlar; ayrıca süt sağmak çok zevkli bir iş:) Tavsiye ederim. Bir keçi bile bir eve fevkalade yeter. Sütünüz yoğurdunuz peyniriniz eksik olmaz!

Keçilerimizin sayısı artmıştı bakamayınca sattık. 2 tane bırakmıştık. Geçen yaz dişi olana ot vermiştim yarım saat sonra baktım hayvan ölmüş ağzından hafif köpük gelmiş. Onu böyle ani ne öldürdü bilmiyorum, otun içinde bal arısı vardı da keçiyi boğazından mı soktu? Çok üzüldük saanen kırmasıydı!
Erkek olanı da kurban ettik. Şu an keçi yok. Bahara belki…

Son olarak; keçi yavrularının(oğlak) ve kuzuların daha annelerine doyamadan henüz süt emerken kasaba satılmasına , kesilmesine karşıyım.
Neymiş efendim: “süt emerken etleri daha lezzetli olurmuş!!!”
Yapmayın! Hesap vermekten hiç korkmuyor musunuz?







6 yorum:

muratakın dedi ki...

Demet Hanım:

Keçi ile ilgili geniş yazınız güzel olmuş.

Bu yazyıyı okuyanlar keçi almak isteyecekler.

Hatta bazıları balkonda bakmayı bile düşünebilirler.

Mustafa Hilmi ÖZKAL dedi ki...

Demet Hanım kardeşim
sagım hk.da yazdıklarını okudum keçilerimin dogumu 17 mart ile 23 mart arası senin blogu açar tekrar okurum bloguma yazdıgın yorumunun açıklamasını blogumun yorum kısmına yazdım okursunuz açıklayıcı bilgilerin için şimdiden teşekkür ederim Allah' emanet olunuz.

d.m.t dedi ki...

Bağırmasa balkonda bakılabilir neden olmasın:)
Sabahleyin “Dur ben gidip bir taze süt getireyim” dersin. Balkona çıkar bir cezve sütü sağar getirirsin:)
Şaka bir yana , insanın ayaklarının toprağa basması çok müthiş bir şey! Bahçeli evimiz olduğu için Allaha şükrediyorum. Selamlar.

Hayvan her yerde hayvan. Üç aşağı beş yukarı aynı şeylerden korkup; aynı şeylerden hoşlanıyorlar. Bizim bu konuda uzmanlığımız yok elbette, hobi olarak uğraşıyoruz! Ancak… birazcıkta olsa tecrübe sahibi olduğumu söyleyebilirim.
Yeni başlayan birilerine ve özellikle hayvancıklarına azda olsa faydamız dokunursa ne mutlu!
Zaten zamanla onlar da tecrübe sahibi olacaklardır; isteseler de istemeseler de!
Sağlıcakla kalın:)

İlhami Uyar dedi ki...

Sevgili Demet hanım,o kuştan buralarda yok gibi (Kocaeli bölgesi)foto fazla büyüse daha iyi tanıma imkanımız olurdu,keçilerin sağım olayına gelince bizimde var bir miktar keçimiz koyunlarla beraber bakıyoruz,bizimkiler bırakın sağımdan kaçmayı insanın yanından ayrılmazlar ve sağım esnasında sorun çıkarma olayı kesinlikle olmaz,size ilave olarak keçi sütünün kansere karşı insanda bağışıklı sistemini kuvvetlendirdiği bilim adamlarınca dillendiriliyor,erken kesim olayıda benim karşı olduğum durum ama bazı işleri kontrol etmek elimizde değil,kuzular yüklenirken ben gitmek istemiyorum çok sevdiğim yavrular kesime gidiyor ama ortada da bir döngü var.Sevgi ve saygılarımla,hoşca kalın.

d.m.t dedi ki...

Ah be! Doğru düzgün bir makinem yok ki kuşları net çekeyim.
Kuşları görme imkanım var ama ben ancak bu kadar çekebiliyorum… Kader:)

Onu söylemeyi unutmuşum; siz söylemişsiniz: “hayvanın makbul olanı kuzu gibi olanıdır!” Hani bazı arılar bakarken nasıl insanı sokmuyorsa; uslu hayvanlarda ne sağımda ne başka şeyde problem çıkarmaz; biraz genlerinde var herhalde:) O halde hayvanı tanıdıktan almak lazım başka türlü nereden bileceğiz?

Bizde keçileri sattık ama satarken bakamadım; sonrada barınaklarına giremedim. Hayvan satışı bana uymuyor. Sanki ailemden biri gibi olmuşlar; yüzleri gözleri aklımdan gitmiyor!

Maşallah sizde pek çok şeyle ilgilisiniz;hepsine birden nasıl yetişiyorsunuz?

Bizden de selamlar, saygılar efendim.

Adsız dedi ki...

Merhaba,

Küçük olan İspinoz'a, diğeri de Ardıç'a benziyor.

Saygılar