Çam balı yedim mi? Yedim! Gerçek çam balı yedim mi inanın bilmiyorum çünkü marketten alırım! Ama çam balının tadını severim!
“Çam balının” bitlerin salgılarından olduğunu birkaç yıl öncesine kadar bilmiyordum. Arılarla haşır neşir oluncaya kadar!
Hani çam balına salgı balı denir ; bana da sanki çam gövdesinden tatlı madde çıkarıyor gibi gelirdi!
Oysa çam neresinden çıkaracak tatlı maddeyi? Öyle olsa bizde çamı yaraladığımız zaman gövdesinden bal akmalı değil mi?
Bu salgının bitlerin salgısı olduğunu öğrendiğim zaman; “midem bulanmalı mı?” diye düşündüm!
Ancak bunda iğrenilecek bir durum yok! Sonuçta bit ağacı emiyor; arı bitin salgısını alıp bal haline dönüştürüyor ! Birbirinden farklı şeyler!
Size göstermek istediğim bir resim var.

Resmin çekildiği ortamı tanıtırsak: yerde naylon branda serili ve üzerinde inşaat kumu var. Ben kumu toplatırken brandayı kıvırdım ve yerde “ayrık otunun” kökleri üzerine yapışmış halde pamuklu bitleri gördüm! Yanlarında karıncalarda vardı ama onlar beni görünce sıvıştılar!
Karıncaların bitlerle arkadaş olduklarını pek çok kaynakta okudum. Karıncalar; bitleri veya koşnilleri bazı ağaçlara yada bitkiye taşırlar!(bitlerin seveceği kaynaklara!) Ayrıca onları diğer tehlikelerden korurlar!
Karşılığında da bitlerin tatlı salgılarından nemalanırlar!
Hatta karıncalar onları antenleriyle gıdıklayarak daha çok salgı yapmalarına sebep olur!
Kimileri yerde geziniyor ve ince ; manken gibi! (sağ üstte 2 tane gözüküyor) Diğerleri ayrığa yapışmış ve emme modunda! Hani “bit gibi şişmek” tabiri var ya; aynen öyle şişmişler!
Aslında ben bu görüntüyü kenelerden hatırlıyorum. Onlarda bedene yapıştıkları zaman adamakıllı şişerler ve şişkin halde hareket edemezler! Henüz kan emmemiş olanları ise vızır vızır hareketlidir!

Resimler süper net olmasa da yakından bakınca bitlerin popoların da ki salgı damlacıkları görülebiliyor! Karınları balon gibi şişmiş! Görebiliyorsunuz değil mi?Resmen inek gibi süt veriyorlar!

Eğer hava sıcak olsaydı ve bu bitler gizli yerde değil; ağaçta olsalardı benim arılar kesin bu salgılara talip olurdu!
Ama; kuşlar bu “tombul bitleri” aşikar olarak ağaçta barındırmaz. Ancak kabuk altına gizlenmesi gerekir! Çam ağacı çatlak patlak kabuğuyla bu bitler için iyi bir ev olsa gerek!
Aklıma gelen ikinci bir katmanlı ağaç “asma”! Ama asmanın gövdesinde bitten ziyade kabuklu koşnil olur :) Onlarda pek salgı yapmaz!
Bitin poposunda ki salgıyı tatmak aklıma hiç gelmedi! Gelse de tatmazdım. Ama karıncalar ve arılar sevdiğine göre tatlı olsa gerek!
Kendimi bildim bileli doğayla haşır neşirim! Bu tür bir görüntüye ilk kez şahit oldum ve heyecanlandım; sizinle paylaşmak istedim. Resim; bitler ve salgıları hakkında birazcık bilgi veriyor olabilir!
...........................
...........................
...........................
Bayramı geride bıraktık!
Hac, bu yılda kurban bayramına rastlamış; inanabiliyor musunuz?
:)hehehe! Bazıları öyle diyor ya!
İçinizden bu yıl hacca giden var mı bilmiyorum? Gitmiş olsa da henüz dönmemiştir:)
Pek çoğunuzda zaten hacı olmuş!
Ancak dikkat ettiğim bir nokta; bu arılar insanı hacı yapıyor:)
Benim arıları almama sebep olan arıcı abim de bu yıl hacı oldu. 2 yıldır gitmek istiyordu ama sıra gelmemişti. Bu 3. yıl! Giderken bizden helallik istedi; bizde karşılığında dua istedik:)
Hanımı emekli öğretmen; gitmek konusunda biraz çekimser davranıyordu; arıcı abim resti çekmiş ; demiş ki hanımına “Geliyorsan gel; gelmiyorsan ben tek başıma gideceğim ona göre”
Sonuçta ikna olmuş ki; eşinle birlikte hacı oldular :) Ne güzel; Allah kabul etsin!
Bayrama bir hafta kala belimi kötü incittim. Tabir yerindeyse 5 gün tesbih böceği gibi dolaştım!(iki büklüm) Ne doğrulabiliyorum ne eğilebiliyorum! Yat dinlen desen onu da yapamıyorum; yatakta sağa dön ağrıyor; sola dön ağrıyor; sırt üstü ağrıyor! Krem, ağrı kesici, sıcak su torbası derken neredeyse hastaneye gitmek zorunda kalacaktım! Neredeyse diyorum çünkü hastaneden cidden korkuyorum!!!
Şükürler olsun bayrama düzeldim! Yoksa halim ne olurdu; düşünmek bile istemiyorum!
Bayram öncesi hava yoğun sisliydi! Bayramda hava açtı!Gelen giden falan derken; bayramın ikinci günü tarlaya gidip ,buğday ekmek zorunda kaldık.
“Bayramda iş olmaz” der annem ama ne yapacaksın? Ertesi gün yağmur gösteriyor; zaten bu yıl tarlalara ıslaklıktan giremiyoruz! Toprak bir hasta olmuş!
Ektik ektik; ekmedik …? Şükürler olsun buğdayımızı da ektik; inşallah bereketli olur!
Bayram güzel geçti; bütün aile bir aradaydık.Tek rahatsızlık verici şey; eniştemin evin içinde bol bol sigara içmesi oldu! Her taraf sigara koktu; misafir olduğu için bir şeyde diyemiyorsun!
Kendisi doktor ama; ooo!
Ne demişler: “Doktorun dediğini yap; Yaptığını yapma!”
Bayram bitti; dumansız hava sahasına kavuştum! Ohhh be!
Yazıyı nasıl bitirsem; evet bir yeğenim Antepten bana tahta yüzük getirmiş;

taaa uzaklardan ve gönülden gelen bir hediye; çok çok hoşuma gitti!

Bir diğeri ise bana hediye olarak kalem getirmiş; kurşun kalem!
Kalemlerin güzelliğine bakar mısınız! Mor olan arıya benziyor diğeri ise çekirge veya peygamber devesine;hehe!
Bu çocuklar benim ne sevdiğimi nasılda biliyor:)