28 Mayıs 2020

Bizim Hikayemiz

Efendimiz aleyhisselatu vesselam der ki "Bir erkek karısına baktığı , karısıda kendisine baktığı vakit... Allah c.c  her ikisine rahmet nazarı ile bakar .. ve erkek karısının elini tuttuğunda her ikisininde günahları parmakları arasından dökülüp gider.."

Gelelim bizim hikayemize.. Gecen gün ki yazımda girişi yapmıştık..

Cok zamanlar evlenmeyi hiç düşünmemiştim. Babam yıllarca hastaydı hiç düşünmedim.. vefat etti düşünmedim.. abim evlenmeden düşünmedim..  demekki sonrasın da düşünmeye başlamışım..

Edirne dışından asla olmazdı bir kere.. Benim annem vardı belli bir düzenim vardı.. bunlar benim olmazsa olmazlarım.. Tekirdağdan oldu tanışmayı  kabul etmedim. Kırklareli aynı şekil. istanbul hiç olmaz... Dünya ahiret görüşü uyumunu zaten saymıyoruz.

Birgün eşimin numarası ulaştı elime. Evlilik yapmış ayrılmış. 7 yıl olmuş. Ergen yaşta 2 evladı var. hımmm.. Evlilik yapmış bir erkek..  Hemde evlad sahibi... Aklımın ucundan böyle bir seçenek olduğu bile geçmemiş bu zamana..

Eşim olacak ya.. Allah bir fikir veriyor.. telefonla görüşmekten ne çıkar.. görüştük diye illa olacak değil ya.. ya ilk o aradı ya ben aradım.. hiç bilmiyorum.. yalan olmasın..  o akşam nöbetteydi galiba.. Böyle genel şeylerden konuştuk edebi edebi..arada ben ahkam kesiyorum o hiç bölmeden beni dinliyor.. sonra o konuşuyor ben hiç bölmeden dinliyorum.. bir saat veya daha fazla konuştuk.. bir buçukta olabilir:)  sonra ki günler bikaç kez kısa kısa.. bir ara hiç konuşmadık.. bir hafta 10 gün ..zaten evlilik gündem de yok ha.. ne o olaya asılıyor ne ben.. sanki hatır için konuşuyoz.. İlginç..

Bir ara yüzyüze görüşsek mi böyle olmayacak.. neyse nöbetinden ara bulduğu bir cuma günü kavaltıya gidiyoruz.. ben kendi imkanımla o kendi arabasıyla gelecek.. Edirne de karaağaç denilen bir yer var ağaçlık mesire yeri gibi şehrin biraz dışında. Orada limon kafede buluştuk.. O beni bahçe kapısında karşıladı.. Arabasının kapısını açtı ve bir demet çiçek çıkardı.. bana uzattı.. Beklediğim birşey değildi.. "Ben bunu ne yapıcam arabaya geri koy dedim" çiçeği almadım.. Çiçeği almam birşeyleri kabul ettiğim anlamına gelirki  daha ortada birşey yok..

Sonra içeriye geçtik.. kavaltı geldi.. Konuştuk konuştuk.. o düşüncelerini toplayabilmek adına çoğunlukla benim yüzüme bakmadan konuştu.. Hatta neden yüzüme bakmadan konuşuyorsun diyesim geldi de durumu anladım da birşey demedim..

Daha çok onun özel hayatını masaya yatırdık kabul ediyorum..  Neden ayrıldın niye ayrıldın sen miydin sebep o muydu..Onu belki üzdüm belki darladım.. Eşimden bunun için özür diliyorum şimdi aklıma geliyor..

Ama toplum ayrılmaya ayrılmış insanlara garip bakıyor bunu hepimiz biliyoruz... Evet her evlenen insanın başına gelebilir.. Siz çocuğunuz veya torununuz ayrılabilir.. Dinimizcede ayrılmak helaldir .. bir iş yürümüyor ve kişilerin hem dünya hem ahiretini bozma noktasına geliyorsa iki tarafın selameti için ayrılmalıdır..

İnternette okumuştum ayrılmış bir erkek diyordu ki "boşanmış olmak sabıka kaydı gibi üzerime kaldı.. ne yapsam kurtulamıyorum.. nikahsız olarak onlarca kadınla birlikte olan kayıtlarda bekar geçiyor ama siz nikahla bir birliktelik yaşayıp ayrılıyorsunuz adınız boşanmış kalıyor..."
Çok üzücü.. Allah hiçbir müslümana ayrılacağı evlilik yaptırmasın.. evli olanların yuvalarına selamet mutluluk versin..

Biz hikayemize dönelim.. görüşmenin sonunda ayrılıyoruz.. yüzüme bakıp gözlerini iki kere kırptı "görüşürüz" dedi.. İşte o kadar konuşmanın sonunda o an ben eşimden "elektrik" aldım..

Şimdi bana kocaman bir kahkaha atabilirsiniz ama doğru..Hani tv de hep duyuyoruz "elenktrik alamadım :) " diyorlar ya.. ben elektrik aldım abi.. ister inanın ister inanmayın..

Eve gelince ablamları aradım.. dedim "size bişey diyim mi".. durum böyle böyleyken ben olumlu birşeyler hissettım.. Şaşırdılar.. sonrasında anneme söyledim.. İşte asıl hikaye bundan sonra başladı..
Annem isyan etti.. "Boşanmış üstelik çocuklu birinle evlenmene asla rıza göstermiyorum.. Bizim ailemizde kimde var? Akrabalarımızda kimde var böyle durum?..Nasıl açıklarız ele güne?.. olmaz olmaz.. mutsuz olursun.. olmaz analık hakkımı helal etmem.. beni çiğner öyle gidersin.."

Evet kardeşlerim.. bu da yetmezmiş gibi birkaç gün sonra müstakbel eşimin tayini Karabük'e çıkar.. ve bir kez daha görüştükten sonra Edirne'den gider..

Allahın işine bakar mısınız.. Biz onunla Edirne'de diye görüşüyoruz.. Üstelik elektrik akımına bile kapılıyoruz o beni bırakıp gidiyor.." kararını ver" diyor.. "iyi düşün taşın..bundan sonra yaşayacağım yer Karabuk"

Eyvahlar olsun.. annem o kadar şeyin üstüne birde Edirne'den gitme ihtimalimi duyunca hastalıklara kardı.... çok hastalandı.. onun hastalandığını gören işin içinden çıkamayan ben de hastalandım.. kardiyoloji psikiyatri gezdim durdum.. çok dua ettim.. Allahım hayır neyse sen beni o yöne yönlendir.. Ben her sonuca razıyım ama beni iki arada bir derede bırakma bu şekilde yaşayamıyorum..  Ablamlar abim annemi razı edemedi.." evlenmek istiyorsa evlensin dünyanın sonu değil biz hep yanında arkasında dururuz" dediler olmadı olmadı.. onlarda çok yıprandı.. herkes yıprandı yani..

6 aymı ne geçti eşimle sadece telefonda konuşuyoruz.. her defasında bana bozuk atıyor.. "ya öte ya beri beni daha fazla oyalayıp durma" diyor..Eşimin ailesi de aynı şekil "oğlumuzu oyalama,bırak" diyorlar..

İçinde bulunduğum durumu anlatamıyorum ona.. vallahi anlatamıyorum.. sizlere de anlatamam.. ancak yaşamak lazım..  annemi düşünüyorum.. köydeki hayvanları düşünüyorum.. ne olacak halleri ben gidersem.. hepsinin felaketine sebep olmayım diyorum.. diyorum diyorum..
Bu süreçte o kadar üzüldüm ki babamın vefatında bile bu kadar üzülmemiştim.. annem ağlıyor ben ağlıyorum.. Allahım çok kötüydü..

Sonra bir gün ne oldu bilmiyorum..vallahi ne oldu da oldu hala bilmiyorum..sadece  Allah c.c olsun dedi.. "kün feyekün"

Eşime "gel beni iste" dedim.. "annemler yaşlı Kayseri den gelemezler" dedi.. "gelmesinler sen amirini al gel" dedim..

Usulen teyzeleri halaları dayımı telefonla aradım.. Durum böyle böyle dedim.. hepsi şok geçirdi..hatta nutukları tutuldu..söyleyecek kelime bulamadılar.. benden beklemedikleri bir atraksiyondu.. kim yapar "Demet" yapar... :)

Edirnede calıştığı zaman ki amiri eşiyle birlikte geldi.. beni istediler..eksik olmasınlar..

Bizimde çekirdek aile vardı.. kardeşler yeğenler o kadar..Eşim beni istedi nikah için gün aldık o gitti.. sonraki nikah işlemleri, gelinlik, davetiye, nikahşekeri, arabanın süsünü seçmek, fotoğrafçıyı ayarlamak bana kaldı.. Böylece hepsi benim gönlüme göre oldu..elhamdülillah.. isteme nikah bir ay içinde gerçekleşti..

Evlenirken düğün zaten istemiyordum.. Benim tarzım değildi.. Bir mevlid okunmasını isterdim olmadı.. Nikahımıza  yakın akrabalar geldi.. Sonrasında birkaç gün Edirne'de kalıp Karabük'e geldik... Yok be.. balayımız falan olmadı.. onu koz olarak elimde tutuyorum.. Eşime diyorum ki "beni bir balayına bile götürmedin" :)

Ne demiştik.. Bir gece vakti  Karabük'e geldik.. Araba apartmanın önünde durdu....
..........................................
..........................................
......................................... devamını sonra yazalım..

Yorumlara anında cevap veremeyebilirim.. Eşim evde olduğunda onunla hasbihal etmek isterim.. İnternetimin kotası da bitebilir. Bundan önce 4 gb tı. 2 aydır faturalıya geçtim diye 7 gb..  ama hemen bitiyor..Geçen gün yeğenimle görüntülü konuştum kapatamıyorum da internetin dibine vurduk:) Edirnedeyken telekomun interneti vardı..İstediğim gibi giriyordum.. Burada o imkanım yok .. Beni anlayacağınızı umarım.. Günlüğümü okuduğunuz için teşekkür ederim.. Bikaç fotoğraf aşağıda olacak..


Yüzükleri eşim alıp getirmiş.. "Beğendin mi?" diye soranlara" o almışsa ben beğendim" diyorum..Beğendim.. pırlanta değil.. normal yüzük.. (sakın başkaları pırlanta alıyor sen bana almadın diye eşinizle kavga etmeyin..ha...merak eden olursa eşim nikahta takı olarak 5 tane burma bilezik taktı..(Birini kayın validemler almış) "Elimdeki imkanım bu kadar" dedi..

Ben inanıyorum ki bir erkek imkanı varsa eşine herşeyin en güzelini alır.. alacaktır.. Onun mutluluğu sizin mutluluğunuzdur.. Ben de erkek olsam öyle yapardım..Benim Allaha olan inancım gönlümü bu yönde müsterih ediyor..Zorla borçla yaptırılan takıdan da bir hayır geleceğini sanmıyorum..Seven sadık bir eşin değerinin parayla ölçülebileceğini de düşünmüyorum.

Biz kadın olarak elimizden geleni yapalım, eşimize gönlümüzdeki bütün sevgiyi verelim.. Allah c.c gizli, açık mutlak herseyi bilen ve işitendir ve asıl mükafatı verecek olanda odur..

İsteme söz nişan hepsi bir arada.. beşibir yerde gibi:)

Nişan yastığımıydı adı ?  Tasarımı bana ait..saten kumaş..taş kullandım. makası da ben yaptım.. bence güzel oldu..
İsteme çiçeğim.. Ben hiçbirşey sipariş etmedim.. Gönlünden ne geçerse dedim.. beğendim

İsteme çikolatası.. Tepsiyi beraber beğendik.. Küçük bir tepsi gereksiz masraf olmasın.. Hani bir kahve pişirirken kullanırım hatıra olur dedim..Bir ara onun fotosunu da atarım

Pastayı da beraber beğendik. Çikolata pasta hep bir gün önce sipariş edildi..Eşim ancak gelebilmişti çünkü..

İstemede dağıttığımız havlular..

Benim diktiğim hatıra lavanta keseleri.. yeşil ve beyaz kurdeleli olanları da var...

Benim beğendiğim ve sözlerini benim yazdığım davetiyelerimiz..

Yine benim tasarladığım nikah şekerimiz.. İçinde badem şekeri var.. etiketlerde kapak altında..küçük takıları koyabilirsiniz içine.. etiketi özellikle üstüne bastırmadım.. insanların isimlerinin yazdığı şeyleri kullanmayı ben pek sevmiyorum.. başkaları da öyle düşünür dedim..

Benim beğendiğim araba süslememiz:)

Gelin arabamız..

Dış çekim yapamadık  hava müsait değildi.. stüdyo da gelin damat fotoğraflarımız çekildi.. Eşim arabayı çiçekçiden alıp gelecekte.. Nikah salonuna gideceğiz.. Fotoğrafçıda beklerken ben..

Fotoğrafçıda beklerken yine ben.. canım çok sıkılmış...gelin bu kadar bekletilir mi yahuuu:)

Nikah salonunda... nikahı beklerken yine ben....Farklı olarak bu sefer yanımda eşim var:)

ve Mutlu son..

Bekar olupta evlenmek isteyen cümle kardeşlerime Allahtan hayırlı eşler diliyorum.. Her zaman duamdasınız...

(Dini nikahımız resmi nikahtan bir gün önce cuma namazı kılınmadan  Darülhadis camiinde oldu.. Tanışmamız.. ilk görüşmemiz ve nikahımız hep cuma gününe rastladı...Vardır bir hayır..)

Hiç yorum yok: