19 Şubat 2012

Ben olsam!

Geçen gün dolaşırken “Murat hocanın kek tarifi”ni gördüm.
(şu internette de pek çok şey; kendini yapan kişinin adıyla anılıyor canım! Kendi adımı taşıyan bir şeyim olamadı ya; yanarım)

Geçen yıl aldığım 5 kilo pudra şekerim vardı.
Evdekiler pastalara kurabiyelere koymasınlar diye kendi odamda yatağın altında saklıyordum!

Kaynattığım iki bardak suya yarım kilo donmuş balı ilave ettim. Onu da pudra şekerine kattım yoğurdum. İki gün sonrada poşetledim. Kekler beklemede.

Benim arıları en son 13 ocak günü uçarken görmüşler:)

O günden beri hava çok soğuk. Benim de arılar uçuş yapmadan kovan açmaya hiç niyetim yok. Salkım halindeki hayvanları neden gereksiz yere uyaralım? Hele bir hareketlensinler; durumlara bakacağız hayırlısıyla.

Pudra şekerini bir lokumcu var ondan almıştım. İbrahim abi tavsiye etmişti “içine nişasta koymuyorlar” diye.

Geçen gün önünden geçerken: Dur dedim; bir 5 kilo daha alayımda yedekte dursun. Aldım da; 5 kilosuna 15 lira verdim. Aslında kafam biraz karıştı ama soğuktan jetonum donmuş olacak ki; “şeker zam mı yedi? Ben sanki daha ucuza almıştım” demek aklıma gelmedi.

Eve gelince kara kaplı defterime baktım. Benim arıyla ilgili alışverişlerim orada yazılı. Geçen yıl aynı yerden aynı şekerin kilosunu 2,25’e almışız. Bir yılda 75 kuruş zam normal mi?

Çoğu kere söylemişimdir, paraya önem vermem. Üçün beşin hesabını bilmemde yapmamda! Ama ne bileyim aldatıldığım veya kazıklandığım hissine kapıldığım zaman kendimi çok kötü hissediyorum.

Evet böyle zamanlar ensemden çim çim bir şeyler kalkıyor, sanki iğne batırıyorlarmış gibi. Anlıyorum ki fena sinirlenmişim!

Esnaf niye böyle yapar? Kişiden kişiye farklı muamelede bulunabilir mi? Malının üstüne gereğinden fazla kar koyup satabilir mi?

Evet bu dediğimizin hepsini yapabilir.

Bunu engellemenin yolu herkesin hesaplı kaliteli şatış yapan yerlere yönelmesi. Ama bunu yapamıyoruz neden? Çünkü kimse neyi nereden ucuza aldığını paylaşmıyor.

Şimdi ben internete girip Edirne’deki en ucuz pudra şekeri nerede göremiyorum? En hesaplı teneke şurada; en hesaplı tel, petek şurada diye yazınca bir şey bulamıyorum?

Çünkü kimse yazmıyor, bilende kendine saklıyor. Saklayın bakalım…

Bal eritmek için ısıtıcıyı aldım. Termostatıyla beraber 25 lira. Gücü biraz yüksek 2500 watt. Bize 2000 watt yetiyordu ama! (Bu ısıtıcıları kahvehanelerde çay kazanlarına koyuyorlarmış)

Abim diyor ki; istanbul’a gitsek bunun en az yarı fiyatına bulurduk. Buluruz ama 25 lira gidiş 25 lira dönüş. Ara yol masraflarını sayma. Nerde kaldı bunun karı!

Geçen yıl ilaç makinesinin manometresi bozulmuştu. Burada 45 lira fiyat biçmiş servis. Abim aynı marka manometreyi Karaköy’den 20 liraya aldı hem de ilk girdiği dükkandan. Düşünün biraz daha dolaşsa daha da ucuzunu bulacak.
Yine ilaç memelerinin contaları buzdan patlamıştı. Burada sormuş conta karaborsa tanesi 1 lira; Karaköy’de 10 kuruşa bulmuş bir torba almış.
Eğer ki toplu bir şeyler alacaksanız(yada yolunuz İstanbul’a düşerse) gidip İstanbul’dan almanızda fayda var . Bizden söylemesi!


Bir de bu ısıtıcının bidona geçeceği yere takılacak uygun bir karşı parça bulamadık. Aslında çok güzel bir parça vardı. Contası da vardı bozunca tam bizim ısıtıcıya olacaktı ama fiyatı 15 lira. Astarı yüzünden pahalı gelecek

Bizde mecburen bunu aldık 5 liraya. En azından pirinç.

Evet böyle yapıp arayada lif sarınca olacak gibi!

Bakın termostatın üstünde ne diyor: “istoç” . İşte İstanbul’da olsam gider oradan alırdım:)


Abim bugün oy kullanmak için İstanbul’a gitti. Elektrik mühendisleri odasının seçimi mi varmış neymiş. Dönünce benim ısıtma sistemini yapacak söz verdi:)

4 yorum:

muratakın dedi ki...

Demet Hanım:

Demek ki yaptığım kek meşhur olmuş.
Biraz da doğru galiba..

Yalnız benim kek yapımında yoğurma işlemi yotu onu fazladan yapmışsınız, belki daha iyi olmuştur.

Bu gün istanbul'da fuardayken iki kişi daha aynı şeyi söyledi.

Fuar buluşma yeri gibi oldu, uzaktan misafirim vardı, gezerken Fuar standının birinde teknisyen arıcı bir bayan vardı, bundan dolayı kulaklarınızı çınlattık.
Çınlatığımız kişi sizinle sigara kavgası yapmıştı, bilin bakalım kim.

Sanki ucuz malzemeyi biz buldukta size haber vermedik gibi olmuş, haber versek te İstanbul'a gidip alacamış gibi yazmışsınız.
Göndermek için adres istesek ııh dersiniz.

Havalar epey soğuk kek için biraz daha bekleyin, arılar uçuşa çıksınlar.

Oy kullanma yerinde öğlende ben de oradaydım, oğlum oy kullanacaktı beraber gitmiştik, ağabeyini tanımıyorum tabi ki.

yusuf şimşak dedi ki...

SLM...

Demet Hanım.

Niye üzülüyorsunki.Biz halk olarak bir satışda bir yılı ,10 satışda hayatını kurtaracak parayı kazanmaya çalışıyoruz::((

Üstelik adresi de öğrenmişsiniz ya işte ::))

İstanbul...

SLM ve Muhabbetle...

TUYSAL dedi ki...

Selam, hani ülkelerin ürettikleri malın üzerinde made in... yazar ya bir gün sizin de bir ürününüz olur inşallah ve adınızı ürünle birlikte anarız, zaten yanlış hatırlamıyorsam bazı projeleriniz vardı.
İstanbul ucuz. Örneğin burada kullndığım eldivenlerin çifti 5 Tl iken orada üç çiftini 10 Tl'ye aldım. Daha ucuzları da vardı.
Kolay gelsin.

d.m.t dedi ki...

Murat hocanın meşhur keki:)

Keki biraz kuru yaptım.İyi karışsın diye de yoğurdum. (Hani bazısının elinde lezzet vardır derler ya; belki bizim kekte böylece daha güzel olur:)

Fuara gitmişsiniz !
Sigara kavgası… evet bir tahminim var:)

Kek için biraz daha bekliyoruz; tamamdır.

Baba-oğul beraber geziyorsunuz ne güzel! Abim de saat 2 civarı oradaymış:)

Size de selamlar Yusuf bey.
“İstanbul” diyorsunuz. Eyvallah!

Bendeki projeler çok! Hangi birinden başlayacağıma karar versem:)
İstanbul konusunda hemfikiriz. Ancak yolumuz düşecek ki ufak tefek şeyler bize hesaplı gelsin. Yoksa yine buraya muhtacız.
Selamlar Tahsin bey.