09 Şubat 2011

Haydi Bismillah!

3-4 gündür hava güzel! Ama geceleri kırağı ve buzlanma devam ediyor! Dün ilaç yazdırmak için sağlık ocağındaydım. Döndüğümde neredeyse ikindi olmak üzereydi ama kardelenlerin üzerinde benim ufaklıkları görünce çok şaşırdım.Çiçekte arı olabilir ama… adı üstünde “karı delen” de arı görmek, kendi arılarımı görmek, üstelik bu yıl ilk kez arılarımı bir çiçekten polen alırken görmek tarifi mümkünsüz bir mutluluk!!!

Geçen gün baktım da; arılar bu yıl polen alamayacak kardelenlerden dedim; üzüldüm! (Ortada bir çiçek varsa ve arılar ondan birşey alamıyorsa o çiçeğe ziyan olmuş gözüyle bakıyorum ben)

“Herkes nasibini yer” derler ya; işte onlarda nasiplerini almışlar yuvalarına götürüyorlar!

Bacaklarındaki sarı polenler görülebilir.

Kimsenin dişinin kovuğuna girmez belki toplanan polen; ama bir umut olacağı kesin, kovanın içinde baharı dört gözle bekleyenler için:)

Soğuk havada kardelenler, içindeki polenleri korumak istercesine damla şeklinde kapalıydı.

Şimdi ise yapraklar açılmış.Arıların gelmesi için etrafa hafif bir koku yayıyorlar.




Birinden gördüğümüz , birisinden duyduğumuz , bloglarda okuduklarımız ister istemez etkiliyor bizi ; özellikle bu günlerde küçük kovanların bal stoklarının yetersiz kalmış olabileceği; bitmiş olabileceği aklımızı kurcalamaya başlıyor. Uykular kaçıyor...

Evet, (işte böyle bir ön yargıyla) bugün öğleden sonra benim küçük kovanımı bal vermek üzere açmaya koyuldum.
Aylar sonra ve bu yıl ilk kez bir kovanı açıyorum.

Haydi Bismillah…
Besmeleyle başlayan iş bitmiş demektir. İnşallah bu yılda işlerimiz yolunda gider,arılarımız sağlıklı olur, Allah kazasız belasız sezonu kapamayı nasip eder.

Duman falan vermeden kovanı açıyorum. Maşallah.Benimkiler mahmur gözlerle bana bakıyor.
Hay Allah, uykudan mı uyandırdık, ne yaptık? Güneş üzerlerinde parlıyor; ufak bir hareketlenmeden sonra tepki vermiyorlar. Kovanın üzeri iyice ve sıkıca kapalı olmasına rağmen nemlenme yok! Bu, şu an için iyi birşey olsa gerek.
En sağdaki çerçeve boş; onun yanındakinin bir yüzü bal dolu.Onun yanındaki de dolu gözüküyor.
O halde bal vererek arıyı uyandırmayalım!

Ama madem o kadar rahatsız ettik, teselli armağanını hak ettiler: "Atıştırmalık bir parça bal":)

Atıştırmalık dedimde aklıma birşey geldi: Zamanını hatırlamıyorum, arıların durağana girdiği bir dönemdi; arıcılardan biri arısına kek yada bal vermişti. Neden verdiğini sorduğumda da "ağızları boş kalmasın" demişti:) hehehe!
Polen bir gelmeye başlasa; biz de nasipse ağızlarını boş bırakmayacağız ama!

Yarım kilo bal hazırlamıştım. İnşallah hava müsait giderse şubat sonuna doğru vereyim.


Balı yiyen kapının önüne çıkıyor. Ee tatlıdan hayvanın yüreciği yandı üstüne bir parça soğuk su içmeli:) Bu mevsimde arasanda sıcak su yok ki zaten!:)


Bunlar bazı kovanların önündeki görüntüler.

Ölüler dışarı taşınmış. Çok gibi duruyor ama bütün kış neredeyse temizlik yapmadıkları düşünülürse(?)

Havanın yeniden soğuyacağı haberi geldi ki; arıları besleyerek harekete geçirmek istemiyorum.

Tabii imkan olursa; önlerinde yoğun ölü olan kovanları şöyle bir açıp bakmalıyım!

Yani; bakarım inşallah!

2 yorum:

TUYSAL dedi ki...

Merhaba Demet Hanım,
Sezonu kıyısından köşesinden açmaya başlamışsınız, hayırlı olsun.Kardelenler ve kardelendeki arılar güzel görünüyor.

d.m.t dedi ki...

Sağolun Tahsin bey;
Hepimiz için güzel bir yıl olur inşallah!
Bugün hava çok çok güzeldi; arılar vızıl vızıl:)
Yarından sonra kar geliyormuş diyorlar(?)