25 Mart 2010

Perizin Nasıl Uygulanır?

Perizin arıları zehirler mi? dedik. Gelen yorumların bazılarını buraya aldım.
Her yiğidin yoğurt yeyişi farklıymış! Öyle derler.. Bakalım bizim yiğit arıcılar perizini nasıl uygulamış:)

“Perizin az da olsa arı ölümlerine sebeb oluyor. Ben perizini; camsil spreyleri var onlarla püskürtüyorum. Damlatmada belli noktalar üzerine fazlaca ilaç düşebilir. Püskürtme sonucunda ilaç daha homojen dağılıyor.
Bir de su miktarı biraz daha arttırılıp ilaç daha da seyreltilebilir.”
......................
......................
......................

“Ben şunu düşünüyorum
çerçeve arasındaki arıların üzerine şırınga ile sıktığınızda küçük şırınga kullanıyorsanız bu ilacın yayılmadan kalması; ilk temas eden arıların çok fazla etken madde ile karşılaşması anlamı taşıyor..
2005 yılında sohbet ettiğimiz bir arıcı büyüğüm perizin kullandığını; sıkışık olan kolonilerde ölümün az olduğunu ama arı sayısına göre 1 çerçeve fazlası olan kolonilerde ölümün çok olduğunu söylemişti bugün gibi aklımda.”
......................
......................
......................

“50 ml ilaç+ 50 kovan için bir seferlik uygulama 2,5 litrelik bir kola şişesine 50 ml lik ilacı katıp çalkalıyoruz.Resimdeki büyük şırıngaya 50 ml yazan yere kadar çekiyoruz şırınganın uçuna ince bir iğne takıyoruz damlaların küçük olması için iyi ve rüzgarsız bir havada arılara veriyoruz. Ayarlamayı iyi yapabilirseniz cam sil de kullanılabilir daha uygun olur. 6 çerçeveden fazla kovana 50 ml; 6 çerçeveden az kovana 25 ml.”
.......................
.......................
.......................

“Ben Perizin’i şurupla birlikte veriyorum.
Şurup ne kadar az şekerli olursa o kadar homojen bir emülsiyon elde ediliyor.
Dikkat edilecek noktalardan biri koloninin bir-iki gün içinde alabileceği miktardaki şuruba uygun doz ilacı karıştırmak.
Uygun doz, amaca göre değişecektir.

Yaptığım uygulamada ilk iş koloni başına önerilen dozun yarısını koloninin alabileceği miktardaki şurupla vermek. Bu şuruptan alan her bir arı ilacı da almış olmuyor mu?
İkinci iş ise şu: Aynı uygulamayı birer hafta arayla üç kez daha tekrarlıyorum. Toplam dört hafta süren bu kür sonunda bal hasadına kadar varroa dan şikayet etmiyorum.

Dikkat edilecek ve özen gösterilecek ikinci nokta da şu: Sonbahar uygulamasında acele etmemek; ilkbahar uygulamasında ise olabildiğince erken davranmak gerekiyor. (Bal hasadından hemen sonra ve ilkbaharda geç kalınırsa başka yöntemler seçilmeli.)

Bu uygulamada da arı ölümleri olmuyor değil. Bu ölümleri, savaşı kazanan ordunun da kayıpları olabilir diye avunarak görmezden geliyorum.

Arı ölümlerini daha da azaltmak amacıyla, üretici firmanın iki uygulama için önerdiği; benim dört haftada, dört defada verdiğim ilacı yine dört haftada fakat, sekize bölerek, sekiz defada vermek iyi bir uygulama olabilir.”
......................
......................
......................

“On çerçeveyi kapsayan arı için önerilen bir defalık dozu 1g, bir mevsimlik dozu ise 2g olarak kabul edelim.

Bir mevsim için gereken ve yeterli olan 2g ilacı, ballı kekin içine homojen bir şekilde karıştırsak; bu keki on çerçevelik arımıza versek; arımız da verdiğimiz keki (daha doğrusu 2g ilacı) yirmi beş gün içinde yese, bitirse nasıl olur?
Bizim tedaviye başladığımız günden başlayarak tedavinin bittiği yirmi beşinci güne kadar kovandaki her bir arı ve son çıkan erkek arılar bile ilacı almış olmaz mı?

Bir kovan için doz hesaplaması kolay. Arı ailelerinin nüfusları ve nüfus artış hızları farklı olduğuna göre hesaplamayı yeniden yapalım:
Toplam on kovanımız var, fakat kovan sayısı önemli değil. Bu on kovanda toplam yetmiş adet “arılı çerçevemiz” var.
Yetmiş adet arılı çerçeveyi, (ilacı tek tek arılar alacağına göre) yedi adet on çerçeveli kovana denk sayalım.
Demek ki, bir mevsim için toplam ilaç ihtiyacımız ilk bakışta (2gram x 7kovan) 14g gibi görülüyor. Keki, yani ilacı vereceğimiz yirmi-yirmi beş günlük tedavi sürecinde arı nüfusunun da artacağını hesaba katarak hazırlayacağımız keke 20g ilaç katarsak uygun doza ulaşmış olmaz mıyız?

Hazırladığımız keki yetmiş adet arılı çerçeveye paylaştırmaya, daha da önemlisi, her kovandaki arıların kendi payına düşen keki aynı sürede (yani yirmi beş günde) yemesini sağlamaya geldi sıra…

Hazırlanan kekin miktarı değil, homojen olması önemlidir. Böylece paylaştırma sırasında, diyelim ki kekin herhangi bir kısmından alacağınız herhangi iki kaşık kek arasında hiçbir bakımdan fark olmayacaktır.”

.......................
.......................
.......................
Daha önceden beyin fırtınası yapıp; başkaca perizin uygulama yöntemi bulmuş olan varsa onu da buraya ekleyelim arkadaşlar:)

not: Yazılar ancak yazı sahibini bağlar. Siz yazmışsınız ben de arılarıma uyguladım zarar gördüm demek yok! Baştan anlaşalım:)
Sonuçta en doğrusu (doğruya en yakını) prospektüste yazandır.

14 yorum:

yusuf şimşak dedi ki...

SLM...

Demet Hanım.

Nedense hala uygulamayı düşünmüyorum.Yazılanlar tatmin edici değil.

SLM ve Muhabbetle...

Medya ekibi dedi ki...

pes doğrusu herkesin herdediğini yaparsan olacağı bu organik ilaçlar dururken kimyasal zehiri veriyorsun neyse gaçmiş olsun arılara üzüldüm onların nasıl can çekiştiğini görür gibiyim perizin elli ölçek şuruba bir ölçek perizin katılıp ince sprey şeklinde uygulanır her kovan için 30 ml gıram aslında kulanmasanız daha iyi kolay gelsin .

TUYSAL dedi ki...

Merhaba Demet Hanım,
Bazı arıcıların arılarını varrovadan korumak için söz konusu ilacı nasıl kullandıklarını öğrendik. Hem bilgisini esirgemeyen arıcılara hem de size teşekkürler.

d.m.t dedi ki...

Sayın “Medya ekibi” herkesin her dediğini yapmıyorum! Hatta yapılması gereken şeyleri bile çoğunlukla yapmıyorum; yapamıyorum:) Neyse!
Bu demek değil ki bize söylenenleri kulak ardına itelim. Eğer eğriyle doğruyu birbirinden ayırt edebilirsek farklı tecrübelerimiz sayesinde birbirimize çok faydamız dokunabilir!
Dediğiniz gibi ilaçta oran 50 ye 1!
Sağolasınız; size de kolay gelsin!

Yusuf bey; tamam ben sizden ümidi kestim. Perizini siz çözersiniz dedim ama “kullanmam” diyorsunuz! Ne yalan söyliyim bende bu aralar kullanmam herhalde:)
Selamlar; saygılar.

Tahsin bey; ben bir şey yapmadım. Arkadaşlar paylaşıyorlar sağolsunlar. Bizimde haberimiz oluyor.
Ne demek; asıl biz teşekkür ederiz yorumlarınız için:)

HB dedi ki...

Bu arada Perizin'i çok ama çok pahalı almışsınız...

d.m.t dedi ki...

Bu şimdi mi söylenir?
Ambalajı açmadan önce söyleseydiniz ya!:)

Hüseyin Basri ÇALIŞKAN dedi ki...

merhaba .. ben bidiğiniz gibi arıcılık bölümü öğrencisiyim bu gün perizin konusunu hocama sordum. aldığım cevap perizin arıları öldürmez anca uygun dozda kullanılmamalı oldu.. ama hocam uygulama sonucu arı ölümü görülüyor dediğimde perizinin(etken madde kumafos) avrupada yasak bir ilaç olduğunu türkiyede almış bulundukları ruhsatın belirli bri süre iptal edilemediğini bu yüzden piyasada perizin bulunduğunu ve kullanıldığını ayrıca perizin ilacının pahalı bir ilaç oldugunu bu yüzden çokmiktarda sahte ilacın piyasada oldugunu öğrendim ..... umarımbu açıklama bizleri bir yerlere götürebilir saygılarımla..

kamil35 dedi ki...

Ben aynı şişeyi 2 ay önce 22TL ye aldım.
Bilindiği üzere 2007 yılında içte ve dışta çok arı kayıpları oldu.
O yıl varroa arıları mahvetti. Hatta izmirdeki ölümlerin %100'e yakını varroadan oldu denebilir. Ben de arılarımın büyük bir kısmını kaybettim. O yıl yeni arıcılığa başlayan bir arkadaşın 30 kovan arısı vardı.
Biz olayı çözmüştük evet arıda varroa vardı ve mücadeleye başladık. Ben rulamit türü tütsüler kullandım. Yeni başlayan arkadaş ise kim tavsiye etti bilmiyorum perizin kullandı. Ben 55 kovan arının 40-42 sini kaybettim. O arkadaş bir tane bile kovan kaybetmedi.
Yine de kimyasallardan olabildiğince uzak durmak lazım.

d.m.t dedi ki...

Size de merhaba! Arıcılık öğrencisi olduğunuzu biliyoruz :)
Perizin de bir miktar arı ölümünün normal olduğunu söylüyorlar. O halde arıcılar fayda ve zarar durumuna bakıp ilacı ona göre uygulasınlar. Hatta bakarsınız yakında bizde de yasaklanır cümleten kurtuluruz:)

Kamil bey; 55 kovanın 40’ını kaybettiniz amitraz etkili olmadı! Arkadaş perizin kullandı tek kovan kaybı olmadı! hımm!
Perizin o kadar mucizevi bir ilaç mı diyorsunuz?

Herhalde sizde varroa zararı çok fazlaydı! Kovanlar kendini toparlayamadı. Yoksa amitrazda ani etkili bir ilaç. (Yıllarca tek başına kullanılırsa varroalara bağışıklık yaptığı; analarda kısırlığa neden olduğu; kalıntı yaptığını falan es geçersek:)

Ben ilaçları dönüşümlü kullanıyorum. Amitraz uyguladım; pedlerde formik asit uyguladım; geçen yıl flumethrin; formik jel böyle böyle gidiyorum. Perizini veteriner eczaneden aldım; bilmiyorum sahte ilaç değildir herhalde:)

Kutusunun üzerinde 36 lira yazıyor; fiyat konusunda kazıklanmak benim için bir klasik aldırmıyorum:)
Formik asiti 2007 yılında almıştım. Bir litresi 25 milyon tutmuştu o zamanda "kazıklanmışsın" demişlerdi!
Geçen yıl formik jel almıştım; yine aynı şey "kazıklanmışsın!". hehehe!

Perizini burada bulabildiğim ; alıp denediğim için memnunum! En azından fikrim oldu:)
Selamlar.

Hüseyin Yavuz dedi ki...

"gezgin86"=Hüseyin YAVUZ
ama sır değildi ki!!!

mcsumer dedi ki...

Demet Hanım, Merhaba !

Biz bugüne kadar hiç “kek” kullanmadık. Dolayısıyla kekle ilgili ayrıntılı fikirler de yürütmedik. Konu Perizin’in arılara “en az zarar verecek olan” uygulama şekli olunca…

On çerçeveyi kapsayan arı için önerilen bir defalık dozu 1g, bir mevsimlik dozu ise 2g olarak kabul edelim.

Bir mevsim için gereken ve yeterli olan 2g ilacı, ballı kekin içine homojen bir şekilde karıştırsak; bu keki on çerçevelik arımıza versek; arımız da verdiğimiz keki (daha doğrusu 2g ilacı) yirmi beş gün içinde yese, bitirse nasıl olur?
Bizim tedaviye başladığımız günden başlayarak tedavinin bittiği yirmi beşinci güne kadar kovandaki her bir arı ve son çıkan erkek arılar bile ilacı almış olmaz mı?

Bir kovan için doz hesaplaması kolay. Arı ailelerinin nüfusları ve nüfus artış hızları farklı olduğuna göre hesaplamayı yeniden yapalım:
Toplam on kovanımız var, fakat kovan sayısı önemli değil. Bu on kovanda toplam yetmiş adet “arılı çerçevemiz” var.
Yetmiş adet arılı çerçeveyi, (ilacı tek tek arılar alacağına göre) yedi adet on çerçeveli kovana denk sayalım.
Demek ki, bir mevsim için toplam ilaç ihtiyacımız ilk bakışta (2gram x 7kovan) 14g gibi görülüyor. Keki, yani ilacı vereceğimiz yirmi-yirmi beş günlük tedavi sürecinde arı nüfusunun da artacağını hesaba katarak hazırlayacağımız keke 20g ilaç katarsak uygun doza ulaşmış olmaz mıyız?

Hazırladığımız keki yetmiş adet arılı çerçeveye paylaştırmaya, daha da önemlisi, her kovandaki arıların kendi payına düşen keki aynı sürede (yani yirmi beş günde) yemesini sağlamaya geldi sıra…

Hazırlanan kekin miktarı değil, homojen olması önemlidir. Böylece paylaştırma sırasında, diyelim ki kekin herhangi bir kısmından alacağınız herhangi iki kaşık kek arasında hiçbir bakımdan fark olmayacaktır.
Kolay Gelsin.

Zararlı Haşarat ve Parazitsiz Günler Dilerim.

d.m.t dedi ki...

Memnun oldum Hüseyin bey:)

Cahit bey; burada aklımda şöyle bir soru oluştu; bizim keklerimiz yumuşak oluyor; arılar birkaç günde ilaçlı keki yiyip bitirebilir!!!

İkincisi; kullanma kılavuzunda sulandırılmış ilacı bir hafta sonraki uygulamada kullanabilirsiniz etkinliği bir hafta geçerlidir diyor ama..
İlacı keke katınca; şeker- bal ikilisi bir ay boyunca ilacın etkinliğini ne şekilde etkiler bunu bilemiyorum.

Söylemesi bizden tercih okuyucudan:)

Selamlar efendim!

mcsumer dedi ki...

Demet Hanım,

Kurguladığımız ilk problem 20g ilacı yetmiş çerçevelik arıya yirmi beş günde ve olabildiğince eşit olarak yedirmek idi.

Arılar verdiğimiz keki, diyelim ki dört-beş günde bitiriyorlar… Biz de ilk uygulamamızda ilacın yaklaşık olarak dörtte birini veririz…

Durumu şema haline getirelim: İlk uygulamada tüm arıların dört-beş günde yiyebilecekleri kekin içinde 4g ilaç; bir hafta sonraki ikinci uygulamada yine 4g ilaç; üçüncü uygulamada 5g (arı nüfusu artıyor) ve tedavinin yirmi birinci günü vereceğimiz son kekin içinde de 7g ilaç...

Böylece, ortaya çıkan ikinci problem (bayatlama, kimyasal etkileşimle bozulma riski) de kendiliğinden hafiflemiş olur. Bu riski daha da azaltmak için hazırlayacağımız kekin bal oranını düşürebiliriz.

Gönül Rahatlığı ve Esenlikler Dilerim.

Erdoğan dedi ki...

mcsumer adlı arıcı abimiz perizini kekin içine katıp arıya vermekten bahsetmiş. Ancak perizin içindeki etkili maddenin arının binyesine girerek degil vucuduna pürkürtülerek kullanılması tavsiye edilmiş. Yani keki içine perizin katarak arıya verdiğimizde muhtemelen hayvanları zehirlemiş oluruz.