08 Mart 2010

Mart Havası!

Üç gün için İstanbul’a gittim; gece dönüşte beni kar karşıladı!
Avrupalı olmak çok zor şekerim; Avrupa da kar Edirne de kar! Avrupa da yağmur Edirne de yağmur! Ne yapalım katlanacağız artık:)

Hava tahmini birkaç gün yanılsa da cidden kar yağışı geldi, havada buz gibi oldu!
Dün geceden beri güzel bir kar yağıyor.

Ağaçlar çiçek açmıştı; galiba bu meyveler öteki tarafa gidecek!

Kar, buz ve çiçek!


Tomurcuk olanları bilemiyorum belki kurtulurlar.

Yabani menekşeler;
Kar yağıyor; kuşlarımızı besledik! Normalde 50-60 tane olurlar!

Öyle şaşırmış gibi bakma; evet senin fotoğrafını çekiyorum! Ünlü oldun:)
.........................
.........................
.........................

Perşembe sabahı yola çıkmadan önce arılara şöyle uzaktan bakayım dedim. Sabah 8!
Bir kovanın önünde aşırı bir arı ölüsü vardı. Halada kovanın kapısından atlayıp atlayıp gidiyorlardı.

Hayır; akşamdan böyle bir şey yoktu! Zehir mi yediler ne yaptılar anlayamadım ki! Yalnız dikkat ettiğim kovandan dışarı atlayanların karınlarını içeri doğru kıvırdıkları ve sürüklenerek ilerledikleri( hani sokan arılarda arka kısımlarını içeri doğru kıvırır ya!işte öyle)

Bir taneside bacaklarında polenle ölmüş gitmiş...
Sabah ayazı! Kovanı açacak ne hava var ; ne de benim zamanım; otobüse yetişmem lazım. Devamında ne oldu bilmiyorum.

Kuşlar ölüleri düzenli olarak topluyorlar;o yüzden şimdi bakınca pek bir şey göremem. Kar durup hava ısınırsa kovanı açıp bakacağız inşallah!
Bir ana arımızda yeni doğmuştu çiftleşmeye gidebildi mi; yoksa karda kayak yapmayamı çıktı bilemiyorum!
.........................
.........................
.........................

Bir arıcılık forumunda sümüklü böcekle ilgili bir konu gördüm.
Gereksiz olarak hiçbir hayvana zarar verilmemesi gerektiğine inandığım için bende bir şeyler yazmak istedim .
Sümüklü böcekler nemi ve kuytuyu sevdiği için kovanların içine girebilirler. Ama bu genelde kışın olur.


Sümüklü böcekler salyangozlarla kardeştir. Tabii salyangozların sırtlarında evleri vardır; sümüklü böcekler fakir oldukları için çıplaktır:)

Salyangozlar genelde taze bitkileri kırtkırtlamayı tercih ederken; sümüklü böcekler bitki çürükleriyle idare eder ;kuyu başları gibi nemli ve yosunlu yerlerde yaşamayı tercih eder.
Kasım ayında kapının önüne gelen bir sümüklü böceği keşfetmiştim. Sadece hava kararınca dolaşmaya çıkıyor bahçe kapısının önüne geliyor bende ona yiyecek bir şeyler bırakıyordum.

Bir dilim domates; çürük armut falan!

Allah sizi inandırsın havalar soğuyana kadar her gece düzenli geliyordu.

Boyuda bir parmak uzunluğunda vardı. Evcil sümüklü böcek diyebiliriz!
Dört tane anteni vardır. Dokunursanız antenleri bir uzar bir kısalır:)
Elinize sümüklü böceği alıp yürümesine izin verdiniz; diliyle parmağınızı tırtır diye tırmaladığını hissedebilirsiniz; hatta bu arada gıdıklanırsınız:)

Çıplak elle tutunca elinizde kaygan maddesini bırakır ve bunu temizlemesi biraz zaman alır. En iyisi yıkamadan önce bir peçete veya kuru beze elinizi iyice silmek; ondan sonra suyla yıkamaktır.

Yada elinizle tutmak istemezseniz peçeteyle tutup uzaklaştırabilirsiniz. Bu sümüksü maddenin iğrenç olduğunu düşünmeyin. Reklamlarda görmüşsünüzdür ; millet cildi güzelleşsin yaralardan kurtulsun diye salyangoz kremi kullanıyor!!!

Bunlarda birkaç gün önce bahçede gördüğüm sümüklü böcek yumurtaları. "Balıkyağı hapları" vardır ya! Hani yumuşak bir kaplama vardır üzerinde! İşte bu yumurtalarda yumuşak jel gibi birşeyle kaplı! Normalde yumurtalar böyle açıkta olmaz; yaprak çürüntülerinin altında falan bulunur. Ben bahçeyi tırmıklarken öylesine karşılaştım.

Velhasıl kelam çocukluktan beri sümüklü böcekleri tanırım; iyi çocuklardır. Kimseye bir zararları yoktur. Kovanınıza girmiş elbette kovandan dışarı çıkarın ama öldürmeyin!!!
Benden günah gitti; gerisi size kalmış!

7 yorum:

muratakın dedi ki...

Sayın Sümüklüböcek sevenler derneği üyesi:

Hiç merak etmeyin onlara bir şey yapmam, hatta elimi bile sürmem.

Benim demek istediğim petek güve kurtlarıydı, sakın onları da besliyorum demeyin.

Yalnız arıların ölüm şekli farklı; dikkatimi çekti, yerse gezmeleri iyi değil, hava iyi olsunda bir inceleyin.

Siz AB girmişsiniz. zaten AB nin bir fikri vardı Türkiye'ye sus payı olarak yalnızca Avrupa'da kalan bölümünü alalım diyorlardı, o mu gerçekleşti dedim.

Hüseyin Basri ÇALIŞKAN dedi ki...

Merhaba Demet. Canlılara olan sevgine gerçekten hayranım. bir çok canlıyı zararlı ilan etmişiz sırf biz onları zararlı olarak tanımlıyoruz diye öldürmek zorundamıyız?? bu soruyu sorabilen çok az insan var.. paylaşımların için teşekkürler..

Mehmet Gündoğdu dedi ki...

demet hanım sizde maaşallah sümüklü böceği ve salyangozu tam masum yaptınız
bunların masumluğunu birde bana sor toprağı delerek benim küçük seranın içine girim benim ektiğim çiçek ve şifalı bitkiler fidelerini toprak yüzünden kesip yiyorlar hatta saksıya girip oradakileride imha ediyorlar bunlar benim canımı yaktılar
toplayıp fırlatıyorum gene geliyorlar çok aksiler

Üzeyir Okkan dedi ki...

Avrupalı olmak ))?

d.m.t dedi ki...

Murat hocam sizin sümüklüleri öldürmediğinizi biliyorum:)
Yanlış anlamanın önüne geçmek için; kovanlara bir zararı olmadığını yazmak istedim!
Hava müsait olunca o kovana bakacağım; aklımda!

Size de merhaba! Öldürmek kolayımıza geliyor haklısınız oysa en son çare olmalı! Bazı kuşlar ve küçük memelilerinde salyangoz ve sümüklü böceklerle beslendiğini biliyor musunuz?


Mehmet bey sizin bölgeniz nemli değil mi? Bu tür böceklerin yoğun olması çok doğal!
Bildiğim üzere salyangozlar bitkilere; sümüklü böceklerden daha çok zarar yapar! Ama bizim burada zarar yaptıklarına şahit olmadım. Çünkü yazın ortam çok kurur ve hemen hepsi sizlere ömür! Salyangozlara şehirde mahalle aralarındaki gölge arsalarda; köylerde dere boylarındaki ağaç altlarında rastlanır. Fideleri dana burnu; toprak kurdu;salyangoz kesebilir.Haklısınız!

Bizler bir salyangozdan çok daha akıllı ve kudretliyiz! Eğer içinden çıkılmaz bir şekilde zarar veriyorlarsa çözüm çok basit; ilaçlı mamayı yap akşamdan bahçeye yerleştir; hepsi ölsün!!!! Ama ben bunu yapmamayı tercih ederim!
Ne güzel anlatmışsınız: “Elle toplayıp uzağa atıyorum” diye!Bende gerekirse öyle yapıyorum! Bu arada sadece elim yoruluyor; kimsede zarar görmüyor:)
Ne demişler “İyilik yap, denize at! Balık bilmese Halik bilir”

Avrupalı olmak? :) Türkiye’nin Trakya tarafına hep Avrupa kıtası denir ya! Biraz espri yaptık:)

Hüseyin Yavuz dedi ki...

hanımefendi "arkası yarın" programları hazırlıyor....
N'oldu acaba arılara? Neden ölmüşler ki? Açlık mı,zehir mi,intihar mı?
Arkası yarın!!
çünkü öncelikli konumuz sümüklü ve salyangoz...:)

d.m.t dedi ki...

Siz var ya; çok kötüsünüz!
Kaç gündür kar altındayız; saçaklardan buzlar sarkmış!
Sanki ben bilinçli olarak “arkası yarın” yapıyorum gibi konuşmuşsunuz. Bildiğim kadarını zaten yazdım. Kovanı kontrol etmeden ne diyebilirim? Söyler misiniz!

Ayrıca bloğumda sayaç gibi bir şey görüyor musunuz? Görmüyorsunuz! O halde reyting kaygımız olmadığını anlarsınız!
Duymak istenilenleri değil; yaşadığım şeyleri yazıyorum. Bu seferlik bahtımıza sümüklü böcek çıktıysa ne yapalım?