19 Şubat 2010

Son pişmanlık!

Bazen bloglarda ki yazılarımızda; hep başarılarımızdan bahsettiğimiz; olumsuz konuları ise es geçip yazmadığımız gibi bir yargıya varıyoruz.

Bizim başarımızdan ne olacak ki?

Ancak…başarısızlıklarımız için aynı şey geçerli değil! Eleştirileri duymamak için bunu başkalarıyla paylaşmak istemeyebiliriz.

Ben yaptığım hatalardan yeterince utanç duyuyor ve kendimi küçük görüyorum zaten. Başkası da bana “yuh; beceriksiz !!!” dese ne olur !

2 gün önce ana arılarımdan birinin ölümüne sebep oldum! Affedilir gibi değil!!!
(bizzat elimle öldürmedim; çerçeveye falanda sıkıştırmadım! Sadece yaptığım bir uygulamada ön yargılı davranmam ve yeterince araştırma yapmamam ana arıyı ölüme götürdü!

Avucumda ana arının ölüsü ;gözlerim kızarıp ,burnum tıkanıncaya kadar ağladım fayda etmedi! Şaka yapmıyorum; bir saat falan ağlamışımdır. Son pişmanlık neye yararsa?

Ölüm sebebi kesinleştiği zaman yaptığım eşekliği yazarım.

Şimdi anasız kalan kovanım yeni ana çıkaracak ! Ama mart ayında çiftleşme şansı bulur mu bulamaz mı? Bulamazsa en son çare olarak birleştirme düşüneceğim.
……...........................

……...........................

Evet gelelim bu güne! Bugün demişken yarına; yarın ilk cemre havaya düşüyormuş.

Bugün hava çok güzeldi! Hatta fazlasıyla güzeldi! Kovanlarımızda ana kontrolü yaptık. Bu sefer kovanları körükle açıyorum; ne olur ne olmaz arı kızmasın!


1 şubatta kağıtta servis ettiğim bal;

Bugün bu haldeydi. Kalan kağıtları da ben temizledim.

Bu yılın ilk yavruları inşallah!

Kimi çerçeve üstüne koyduğum bala fazla itibar etmemiş.

Kimisi kapak altına koyduğum balı; yukarı çıkarak yemiş bitirmiş; kağıdı bırakmış.


Maşallah hayattalar; yaşıyorlar:)



Yavruya geçenler; henüz yumurtlamayıp volta atanlar; balı olanlar; balı azalanlar falan filan . Genel görünümler bu şekil. (Benim öldürdüğüm ana harici) Ana kaybı ve kovan kaybımız yok şükürler olsun!!!

Verdiğim balı bitiremeyenlerin maması besleme kutusuna aktarıldı. Bitirenlerin kapları yeni balla dolduruldu.
Baldan tarafa bir sorunla karşılaşmadım şimdiye kadar! Ayçiçek balını arılar gayet severek tüketiyor ve karşılığınıda yavru olarak bize veriyor!

Bala ortak olmaya gelen çiçek sineği!

Bugün dikkat ettim karaağaçlar çiçek açmış.


Arılar yılın ilk polenlerini hep karaağaçtan alıyor; açık sarı!

Fırsat yakalamışken akşamüstü amitraz yaptım. Gündüzde yapabiliriz ama arıların çoğu dışarıda olduğu için ilaçtan etkilenmez. Bu yüzden arıların kovana döndüğü ama arının uçuş yapabileceği kadar sıcak bir vakitte ilacı yapmamız lazım.. ki “dumandan boğulan” kendini kovandan dışarı atsın!

Ben ilaçlı kartonları katlayıp; tutuşturup kovan girişinden içeri sürüyorum. Daha önce uyarı gelmişti. Bu şekilde kovanları yakan arıcılar olabiliyormuş. O yüzden dikkatli davranmakta fayda var!!!


Tarihine bakayım? Bunu da dün çekmişim. Tarladaki su gölüne gelmiş bir kuş!

Leylek değil; balıkçıl mı acaba?

14 yorum:

muratakın dedi ki...

Demet Hanım:
Bazen arıcılar arı katili olabilir.
Siz ana arı katili olmuşsunuz.
Bu arada bir paket selpağa da yazık olmuştur.

Eğer günlük yumurta varsa ana arı çıkarır.
Biraz geçte olsa belki eksik döllenme olur yumurtlar.
Eğer anayı beğenmezlerse genelde erken döllenenler öyle oluyor, onu öldürüp yeniden ana memesi yaparlar.
zaten bahar da gelmiş olur sorun biter.

O kadar bal verince sizin bahçede arı olmak var diyorum. nede olsa şanslı arı onlar.

Hayyam dedi ki...

Kovanlarının durumu harika,nüfus yoğunluğu iyi sana bravo diyorum.Ana öldü diye üzülme çalışan çabalayan hata yapar,yan gelip yatan asla hata yapmaz.

Mehmet Gündoğdu dedi ki...

d.mt. hanım başınız sağ olsun olur boyle şeyler
dikkat ettimde senin kovanlar 9 çerçevelikmi
maşallah arılarında iyi görünüyor
ben daha açmadım ama sönen yok hepsinde giriş çıkış var

demircioğlu dedi ki...

başınız sağ olsun, bugün benzeri bir olayda ben yaşadım elimde bayıldı kraliçenin biri, öldü diye atacaktım sonra dur dedim belki arılar suni solunum filan yapar dedim koydum çerçevenin üzerine bir dakka kadar bekledi sonra yavaşça canlandı, buarada elimde olma sebebi üzerine oje sürmemdi. velhasıl uyandı ve yurudu gitti boyalı boyalı.

d.m.t dedi ki...

Bu haberleri okuyan arılar (sonunda bal bile olsa) benim arım olmak istemez merak etmeyin :)

Bir işi yaparken hata olur ; ne bileyim bir tahtayı yanlış ölçüp kesersin olmadıysa bir daha yenisini kesersin. En kötü ihtimalle maddi kaybın olur!
Geçen gün dondan çeşme patlamıştı; bende yeni boruyu takarken biraz fazla sıkmışım dirsek çatladı. Sağlık olsun dedik yeni dirsek taktım oldu bitti!
Canlılar benim yumuşak karnım! Birine zarar verince; istemesem de benim de canım yanıyor!

Dostlar sağolsun!
Benim kovanlar? Benim kovanlarım sizinkiler gibi kendi imalim falan değil! Standartta değil!
Daha önce söylemiştim bende 3 farklı kovan var. Her biri kendi çerçevesiyle 10 tane alıyor. Ama çerçeveler arada dolaşmaya başlayınca (yani o kovana bu kovana dağılınca); dar olan kovanlar 9,5 çerçeve alıyor. Geniş olanlar sıkı sıkıya 10 alıyor. Onları da ben 9’ a indirdim gitti:)
Sizin arıların iyi olmasına da sevindim!

Ojemi? Allah iyiliğinizi versin! Kokudan bayılmış olmasın:)
Bakın bende kalem aldım ama boya badana için erken! Anaların en kıymetli olduğu zamandayız! Kovanda olduğunu bileyim de; boyasız olsun! Hiçbir müdahalede bulunmam sütten ağzım yanıyor zaten!

kamil35 dedi ki...

Başınız sağolsun. Bu tarih (sizin orası için) ana üretimine uygun bir yer değil sanırım. Anasız kalan kovanı yanındaki kovanla birleştirmenizi tevsiye ediyorum. Kovan kıştan çıktı ve işçi arıların tamamı yaşlı... Arkadan taze nesil gelmeyecek. Ana yumurtlayıncaya kadar kovan içinde kaç işçi arı sağ kalır? Ana çiftleşme için erkek bulabilecek mi?
Ya kendisi ana üretirse... :)
Risk almaya değer mi bilmem.
Ben kesinlikle böyle bir riske girmezdim.

TUYSAL dedi ki...

Merhaba Demet Hanım,

Arı kaybı olmasa iyi ama yine de kayıplar yaşanıyor. Arılıkta boş kovan oğul zamanı lazım oluyor.

Maşallah arılarınız bakımlı ve formları yerinde, Allah nazardan korusun.

Kolay gele, hoşça kalın.

d.m.t dedi ki...

Kamil bey; sağolun!
Bizim buraları için çiftleşme zamanı değil! Haklısınız!

Birleştirme benim kesinlikle beceremediğim bir şey! Olmuyor yapamıyorum.
Bereket versin arılarım genelde güçlüde birleştirme hemen hiç yapmadım.
En son bahtıkarayı yanındakiyle birleştirmiştim. Elime yüzüme bulaştırdım. Oysa koku falanda vermiştim. Hepsini çerez yaptılar.
Şimdi bu kovanın anasını öldürdüm. Yanındakiyle birleştirelim. Cesaret edemiyorum. Ya anasızlıktan ölüp gidecekler yada ben birleştirdim diye! Cidden bilemiyorum.

Tahsin bey; oğul demeyin! Teknik arıcılıkta istenmeyen durum biliyorsunuz! Ne kadar oğul topluyorsak o kadar arıyla ilgilenmedik anlamına geliyor.
Sağolasınız; size de kolay gelsin!

Hüseyin Yavuz dedi ki...

Demet Hanım bu öldürdüğün ilk arı mı? Son arı mı? Yani üzülmek çok doğal ama bir saat boyunca ağlamak!! Duygusal bir anınızdı herhalde...
Yanılmıyorsam sizde katlı olarak kışlayan arınız vardı,durumu nasıl acaba? Yanılıyorsam bu soru iptal...

d.m.t dedi ki...

Ne demek öldürdüğün ilk arımı?
Ben öyle sizin gibi; yaşlanan veya beğenmediğim anaları çıt diye ezip atmıyorum ki! Bizzat öldürmem gibi bir şey zaten söz konusu olamaz. Evet; ölümüne sebep olduğum ilk ana arı bu!

Tek tük işçi arıları da kontrollerde ezdiğim oluyor ama en azından kovanın geleceği tehlikeye girmiyor. Ananın ölmesi ise bütün kovanın ölmesiyle eşdeğer!!!

Duygusal andan kasıt? Kadınlar duygusal oldu mu hep hormonlarından sorumlu tutulur; genelde:)
Benim bu huyum çocukluğumdan gelen bir şey! Bir şekilde canlılara karşı hassas olmuşum. Eskiden köye gittiğimizde tavuk falan keserlerdi. Ben bu durumu görünce kendimi yerden yere atardım. Yada elimde hasta bir kuş ölse yine aynı şey!

“Bir saat” yine az ağlamışım; pişmanlığımı gidermeye yetmedi!

Yanılmıyorsun; katlı kışlayan kovanımız var. Hani en üstte iki görüntü var ya; kağıtla bal koymuşum. İşte o benim katlı kovanım.Ondan önceki sene bir avuç arıydı bu; benim junior’ım. Küçük kutuda kışladı. Geçen sene kata çıktı. Bu yılda villaya falan çıkar sanırım:)
Yalnız geçen zamanda çok iyi besleme yaptığımı da unutmamak lazım!

Soruları başarıyla cevapladım mı? Haydi bakalım; selamlar!

Adsız dedi ki...

Hata da bizimdir doğru da, eğer okumasını bilirsek eylemlerimiz bizi kemale götüren kilometre taşlarıdır.
Ve yaptığımız hatalar çoğu zaman doğrulardan daha öğreticidir.
Mevlana der ki:" gencin ayna da gördüğünü ihtiyar kerpiçte görür".Tecrübelerimiz değilmidir kerpiçi bizim için ayna kılan..
Velhasılı yaptığınız uygulamayı ve kesinleşti ise ana arınızın ölüm sebebini paylaşmanızı isrirham etsek; ola ki biz de aynı hatayı tekrar etmeyelim.
saygılar.

BİLAL dedi ki...

MERHABA DEMET ARICILIĞA YENİ BAŞLADIM.CTESİ-PAZAR BOYUNCA 2008 DEN BU TARAFA YAZDIĞIN TÜM YAZILARI OKUDUM.GERÇEKTEN BÜYÜK EMEK VE VAKİT AYIRMIŞSIN.DEMEKKİ ÇOK PRENSİPLİ VE DE ÇALIŞKAN BİRİSİN.TRAKYALILAR ÇOK ÇALIŞKAN İNSANLARDIR.4 SENE EDİRNEDE KALDIM İYİ BİLİRİM.SANA BUNDAN SONRAKİ ÇALIŞMALARINDA BAŞARILAR DİLİYORUM.VE SENİN YAZILARINI İZLEMEYE DEVAM EDİYORUM.SAĞLICAKLA KAL.

d.m.t dedi ki...

Eyvallah!
Ben de yeni başladığımda diğer arıcıların bloglarını baştan sona okumuştum. Şimdi de sürekli takip ediyorum.
Eğer yazılarımızla olumlu bir şeylere örnek olabiliyorsak ne mutlu!
Siz de sağlıcakla kalın!

BİLAL dedi ki...

BU ARADA ADIM BİLAL ANKARALIYIM.YENİ KAYDOLDUĞUM BLOG ADRESİM: ''HTTP://BİLAL-KAFKASARİSİ.BLOGSPOT.COM'' YAKLAŞIK 5-6 SENEDİR ARICILIK YAPTIĞINIZI BİLİYORUM.SIKILMAZSANIZ ERILARLA İLGİLİ SORACAĞIM SORULARLA İLGİLİ BANA YARDIMCI OLURSANIZ SEVİNİRİM.ŞİMDİDEN PAYLAŞIMINIZ VE YARDIMLARINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM.HOŞÇAKALIN.