06 Nisan 2009

İlklerle dolu bir gün!

Bir taraftan hırt hırt kaşınıyor bir taraftan yazı yazmaya çalışıyorum. Bitlendim desek yok öyle bişiy!
Hani bir zamanlar göbeğini kaşıyan adam muhabbeti vardı! Bende ayağımı kaşıyorum. Sebebini sonra anlatırız:)

Cumartesi yani dün bu yılın ilk körüğünü yaktım:) Körük yakmak çok zoruma gidiyor! Neden derseniz iki dakikada bir sönüyorda ondan! İşte körüğüm güzel yanıyor artık işe başlayabilirim.

Bu eldivenleri yeni aldım. Renkleri süper;tam benlik!

Kovanlarda polen durumu maşallah çok güzel! Yağmurlar işe yaramış anlaşılan! Bu kadar yığdıklarına göre bir bildikleri vardır:)

Kovanlara şerit astığımızı biliyorsunuz! Arıların şeritlerin değdiği çerçeveleri kırpıp kırpmadığını kontrol ediyorum.Kesinlikle; hiç bir kovanda peteklerde bir deformasyon söz konusu değil!

İnanmıyorsanız işte yakından bakın!
Gezmek tozmak derken bir aya yakın zamandır kovanları iç kontrol etmemiştim. Çok iyi etmişim!!! 9 çerçeve bir arımı açtım. Polen yığmışlar bol bol; iyi güzel! Ancak bir çerçeve iki çerçeve derken bakıyorum hiç yavru yok; yumurta yok! Nüfusu biraz azalmış gibi. Ana kaybınamı uğradı? Bakıyorum ana gözüde yok! Kovanın ana kaybettiğine kanaat getirdim.

Geçen yıl yedeğe çektiğim analardan birini bu kovana vericem. Ana kafesimiz yok ama geçen yıldan kalma sinek teli külahımız var:) Yani iş yapmak isteyene bahane yok!

Bir kovanı paylaşan iki ailem var. Birinin içindeki anayı sinek teline aldım! Ama anaya elimi hiç sürmedim. Telin ağzını iple bağladım.
Ben daha önce böyle birşey yapmadım. İlk defa bir koloniye ana veriyorum!!!

Çerçeveleri araladım ve anaya yer açtım. Kafesi kovanın üstüne koyar koymaz bütün arılar sinek telinin etrafına toplanmaya başladı!

Sanırım anayı sevdiklerinden dolayı olsa gerek!

Sinek telini çerçevelerin arasına salladım. İpin ucuna bir dal bağladımki külah aşağıya düşmesin!
Kovanın üstüne bir çuval örtüp kapattım. Çünkü kontroplak koyacak durum yoktu; arıların hepsi üst tarafa toplanmıştı! Ezilmesinler diye çuval kullandım.
Şimdi sırada anasını aldığımız arımız vardı. Birleştirme yapacağım! Ama ben şimdiye kadar hiç birleştirme yapmadım ki! İlklerle dolu bir gün benim için:)

İki ailenin bir kovanı paylaştıklarını söylemiştim. İki tarafada kolonyalı birer mendil koydum ve örtüleri biraz aralayıp birbirlerine geçmeleri için bıraktım. (Bir tarafın anası var; diğer tarafın anası ise şimdi sinek telinin içinde başka bir kovanda!)

Bal sırlarınıda çerçevelerin üstüne koydum. Ne demişler tatlı yiyelim tatlı konuşalım.
Kovanları kontrol ede ede gidiyorum ki saat 4 olmuş ben hala kovan açıyorum. Hava serinliyor arılar huysuzlanmaya başladı. Kovanı açtım çerçeve elimde arılar birden kalktı! Üstüm giyinik korkum yok. Ama ayağı unuttum:) İnce çorap ve sığ bir ayakkabı! Sanki gezmeye gidiyorum?

Ne diyordum elimde çerçeve; arı sütüme kalktı; sağ ayağımdan cız diye bir şişlendim. Tam o sırada (hangi akla hizmetse) can havliyle ayağımı ayakkabının içinden çıkardım. Asıl ne olduysa ondan sonra oldu. Arılar koyu renk çorabı görünce cümleten ayağıma yapışmazlar mı? Elimde arılı çerçeve; resmen kolbastı oynuyorum. Çerçeveyi yerine koydum. Ayağım sızlıyor. Çerçeveleri sıkıştırdım. Kovanı kapadım.

Anladım ki bu günlük; kontrole son vermem lazım. Etraftaki bal ve petek atıklarını topladım. Evet sağ ayağımı 8-10 yerden sokmuşlar. Kaşınıyorum dedim ya işte sebebi buydu! Felaket kaşınıyor:)

Bugün pazar; yapılan işlere gelirsek. İlk önce sinek telindeki anamızı saldım! Telin içinde fırıl fırıl dönüyordu. İnşallah hayırlısı olur!

Dün birleştirme durumuna girdiğimiz arıları kontrol ettim bir kargaşa gözükmüyor. Herkes kendi deliğinden girip çıkmaya devam ediyor. Ailelerin arasındaki kontroplak bölmeyi kaldırdım. Ve ballı duvar çerçevelerini dışa çekip; iki arının yavrulu çıtalarını birleştirdim. Yakın zamanda güçlü bir arımız olacak inşallah!

Bu arıların arasındaki kontroplak bölme! Bu kovanıda bölme tahtasınıda ben yapmıştım. Eksik malzemeyle yapılmıştı ama olsun; bir yıl boyunca işimizi gördü, hala görmeye devam ediyor!
Bölme tahtasına petek örmeye başlamışlar. O kadar güzelki bunu aldım çerçeve olarak odama asıcam.

Çok orjinal; eminim kimsenin odasında böyle bir resim yoktur ?
Ha bu arada unutmadan söyliyim: Bir hafta sonra yeniden varroa sayımı yaptım! Geçen hafta 50 varroa olan kovanda bu hafta 57 varroa; 28 olan kovanda ise 12 varroa saydım!

8 yorum:

onderharman dedi ki...

demet hanım
o eldivenlerden arının iğnesi geçiyor vede çooook şişiriyor elleri tavsiyem arıcı eldiveni kullanmanız.
ayrıca güzel bir havada akşamüstü arılarınıza bakarsanız daha sakin olduklarını greceksiniz.
başarılar

onderharman dedi ki...

bacım
bide bu jel mel hikaye sonbaharda duman diye tabir ettiğimiz körükle verilen 4 gün ara ile 10 sefer yaptığınızda baharda varoa neyin göremezsiniz

İlhami Uyar dedi ki...

Demet hanım ,arı sokmasına karşı aseton kullanmanızı öneririm.Siz 1 ay arıların yanına uğramazsanız sadece işleri ertelemiş oluyorsunuz,arılar sizi beklemeyeceğine göre ,siz onlara ayak uydurmak zorunda kalıyorsunuz neyseki ,işleri yinede yoluna koymuşsunuz,demekki insan isteyince başarı kaçınılmaz oluyor,başarılar hep sizinle olsun ,kolay gelsin.

Unknown dedi ki...

demet bacım çok geçmiş olsun... İnşaallah ana arıyı sorunsuz kabul etmişlerdir... kolay gelsin.. saygılar

UĞUR KIRAN dedi ki...

Demet hanım merhaba, ben bu tür birleştirme işlerinde Ballı Baba'dan öğrendiğim bir yöntemi size aktarayım.
Bir litre içme suyunun içine bir damla kekik yağı damlatıyor ve karıştırıyorsunuz sonrasında el fısfıslarına konan bu kokulu sıvıyı her iki arı ailesinin üzerine püskürtüyorsunuz.Sonuç olarak arıların sevdiği bir kokuyu sizinde basettiğiniz gibi tatlı yiyelim tatlı konuşalım hesabı bir birlerinin üstünü temizlerlerken barış anlaşması imzalanıyor.Ancak ilk etapta küçük bir ayrıntıyı daha söyliyim her iki grubun cıtalarını tam yanaştırmayın şöyle bir 2 cm kadar ayrık kalsınlar ve birbirlerine ulaşabilemk için çaba sarfetsinler bir yada iki saat sonrasında tam yanaşık düzene geçtiklerinde sorun yaşanmıyor.

d.m.t dedi ki...

Bir ayrıntıyı söylemeyi unutmuşum: Geçen hafta 50 varroa saydığım ve bu haftada 57 varroa saydığım kovan “ana kaybeden” kovan!!! Yani yavrulu göz kalmadığı için bütün varroalar dökülüyor; kanaatime göre!

Önder bey; lastik eldivenden de sokuyorlar doğru! Ancak arıcı eldiveni kullanırsam; parmaklarım çerçeveleri hiç tutamaz herhalde:) Bana büyük geliyor çünkü! Şu lastik bulaşık eldiveniyle bile çerçeveleri zor yakalıyorum:)

Akşamüstü arılara bakılıyor mu cidden? Cümleten üstüme saldırmasınlar?

Amitraz gerektiğinde kullanıyorum. Sonbaharda 3 kez amitraz yapmıştım. Baharda bir kez yaptım!
Ama benim bildiğim bu ilaç 4 gün ara ile en fazla 4 kez uygulanıyor. ! 10 kez uygulandığını bilmiyordum. Belki o zaman daha etkili olabilir.
Formik jeli henüz kullanmadım; etkisini bilmiyorum!

İlhami bey; bir ay arıların yanına uğramaz olur muyum hiç ; sadece kovanın içini kontrol etmedim:) Haftada bir açılıp kontrol edilmesi gerekiyor demek ki! Asetonu arı soktuktan sonramı süreceğiz; sokmadan öncemi?

İnşallah anayı kabul etmişlerdir; benim temennim de bu yönde!

Uğur bey ;aklımın bir köşesine birleştirme bilgilerini yazdım.
“ Kekik suyu kullanılacak ve çerçeveler ilk etapta tamamen yanaştırılmayacak”:)

HB dedi ki...

Bayvarol şeritlerinin değdiği yerlerde hasar olduğunda da yayınlarsın zamanı gelince ve siyah çoraplarını giyerek.

onderharman dedi ki...

demet hanım
ilk zamanlar bende sizin gibi lastik eldiven kullanıyordum ellerim arı sokmasından davul gibi oluyordu ve tüm arkadaşlar yine arılaramı baktın diye dalga geçiyordu.
daha sonraları anladımki iş eldivende değil sakin arı ırkı edinmekte şimdiki arılarım o kadar uysalki bazen maskeden kafamı bile çıkartıyorum.
birleştirmelerde ise her iki kovanın arılarına koyu olmayan şerbet püskürterek arıları yıkayıp birleştirdiğinizde bi sorun yaşanmıyor.
arıların petek gözlerinde 20-21 gün kaldığını düşünürseniz 40 gün ilaçlama mantıklı yani iki yavru çıkımı.
bence akşam üstü ve sabah serinliği arılara bakmak için en uygun zaman.
bide bloglarda herkes aklına geleni yazıyor (sözüm meclisten dışarı)hepsini uygulamaya çalışırsak yandık.
naçizane tecrübelerimi yazdım ,faydalı olabildiysem ne mutlu.