Kedim ezildikten sonra moralim düzelsin diye ailem beni 5 günlüğüne İstanbul’a postaladı. (Malum; beden sağlığı kadar kafa sağlığı da önemli:)
Ablam daha önceden Acıbadem’de oturuyordu. 2 ay önce evini buraya taşımıştık.
Nish adalar bulunduğu tepenin en üst kısmına kurulmuş. Geniş bir deniz manzarasının olduğu kesin. Aşağı kısımda çevre düzenlemesi ve dükkan çalışmaları devam ediyor. Kepçeler, beton mikserleri, kamyonlar. Hareketlilik doruk noktasında. İşçiler saat 7.30 gibi çalışmaya başlıyor. Bende sabah erken uyandığım için işçilerin çalışmasını seyretmek bana büyük keyif verdi. Ne de olsa bende çalışanı ve çalışmayı çok seven biriyim.
Aşağı kısım Maltepe.
Evin sağ tarafına doğru bir orman var. Aşağıda yüzlerce binlerce evi görmek benim başımı fena halde döndürüyor. Kartal yuvası gibi yer burası. Kartallar için iyi olabilirde:)
Ama hakkını yemeyelim, özellikle geceleri manzara çok güzel. Adalar,gemiler ışıl ışıl gözüküyor. Az önce bahsettiğim binlerce evde karanlıkta birer ateş böceği gibi ışık saçıyor.
Ben müstakil bir evde büyüdüm. 10 metrekare kadar bir bahçesi vardı. Selimiye camiine yakın, merkezi bir yerde. Mahallemizde hiç apartman yoktu. Herkesin evi tek katlıydı. O yüzden midir bilinmez, küçükken apartmanları görünce büyük bir hayranlıkla bakardım. Hele geceleri bütün dairelerden dışarıya vuran dizi dizi ışıklar beni ayrı bir cezbederdi. “Keşke ben de o apartmanın içinde yaşıyor olsam” diye aklımdan çok geçmiştir. Çocukluk işte, apartmanları başkaca bir şey sanırdım.
Oysa şimdi bu süslenmiş beton yığınlarından özellikle nefret ediyorum. Fiyatları milyonu bulsa da böyle bir yerde yaşamak inan ki istemem. Ben doğa insanıyım. Elim ayağım mutlak surette toprağa değmeli! Neyse ki ziyaretim kısaydı ve evime döndüm. İnsanın evi gibisi yok!
Bu yaz güvelerin ikamet ettiği kovanlardan biri. İçinde yedek kabarmış petekler vardı. Güveler peteklerin canını çıkarmış. Sonrasında kovana kozalamışlar. Ben petek güvelerinin ağaç kemirdiğini bilmiyordum.
Gerçekten güzel bir çalışma çıkarmış ve kavaktan yapılan bu kovanı kemirmişler:)
Güvelenmiş petekleri geçen günler dışarı atmıştım.
Hava soğuk olmasına rağmen tek tük bal arısı ve eşek arıları bal kalıntılarını yemeğe gelmiş!
Donlar başlamadan önce evimize taratuar çalışması yapıyorduk. 70cm genişlik. 36 metre taratuar yaptık.
20 torba çimento,
Beton çatlamasın diye de 3 plaka çesan kullandık.
İşin kalıp, tesviye, ölçüm işlerini abim yapıyor. O usta, bende kalfayım. İşçimi deseydim yoksa! Olsun bir işte ustanın da işçinin de değeri var. Birinden biri olmasa iş yürümüyor! Evet, beton karma işçiliğini de ben yaptım ki; bileğim incindi. 2 haftadır sol bileğim ağrıyor. Neyse ki işi kar yağmadan bitirdik. Aslında manto yapımına da başlayacaktık ama bakalım bahara inşallah!
Kovan kapağındaki saç, yağlı boyayı üstünden atmış.
Onu fotolarken bizimki kovanın üstüne çıktı. Adı “Şopar”
Bir delikanlı 7 aylık:) Maşallahı var güzel bir kedi!
Elimi ısırmaya çalışıyor ama dişlemiyor. Daha önce hiç siyah kedim olmamıştı. Birde bunun küçük kız kardeşi var ki sormayın gitsin!
Şu an dışarıda kuvvetli bir poyraz fırtınası var, rüzgarın sesini duyabiliyorum. Akşamdan sular buz tutmaya başlamıştı bile. Yarın sabah karla uyanabiliriz!
2 yorum:
Demet Hanım:
Evler, apartmanlar, gökdelenler, neyse, onlardan anlarımda anlamam.
Gelelim kovanlara:
Güve kemirmiş kovanlarınızı temizledikten sonra alevden geçiriniz ki yumurtalar da varsa ölsün.
Aslında peteklerde çiçek tozu ve bal varmış, ilk baharda işinize yarayabilirdi, bir temizlik yapıp dondurucuya koysaydınız.
Tretuvarlar demirle güçlendirmişsiniz ama Aslında duvarla birleştirme de olmayıydı, bir süre sonra duvardan ayrılma oluyor ve arasına su giriyor.
Kediden vaz geçemiyorsunuz. Sarman kedi evlatlik verilir.
Yumurta olayını düşünmemiştim. Pürmüz var. Yalnız; temizleyim derken kovanı biraz yakabilirim ona göre!
Petekler çok güzeldi. Ballısı da vardı; polenlisi de. Bu yıl onları bir güvelendirmişim ki; hevesim hepten kaçtı. Bütün petekleri çerçevelerden kazıyıp attım. Kafam rahat ; şu an elimde hiç kabarmış peteğim kalmadı:) Nasip olursa bahara bayaca bir temel peteğe ihtiyacım olacak. Ohoo! Aslında yapılması gereken çok işim var. Çerçevelere tel geçirmem lazım. Havada bugün bir soğudu ki; el ayak tutmaz oldu. Ne yapalım; kış uzun, bir şeyler yapacağız artık.
İki farklı temel mutlaka farklı çalışacak ve çatlayacak. Allahın emri! Benimde hoşlanmadığım bir durum. Ama insan baştan her şeyi düşünemiyor. Sağolsun ustalarda evin temelini atarken o kadar aceleci davranıyor ki; siz yaptığınızı da yapacağınızı da unutuyorsunuz.
Bir miktar çatlama olacak ama taratuarları dışarıya doğru meyilli yaptık. Üstüne su gelse bile su duvar boyuna değil dışarıya gitmeyi tercih edecektir. Diye umuyorum:)
Murat hocam; özellikle kedilere karşı bir zaafım olduğu düşünülmesin. Ben bugüne kadar elimle bir tane kedi almadım( bir tane sokakta yavru kedi bulmuştum o hariç)
Varsa yoksa hep bize kedi atarlar. Benim kapıma sığınanı ben nasıl atayım? Gerçi seviyorum da kerataları! Geçen yılda yavru köpeklerim vardı hatırlarsınız:)
Sarman kedinizden bu kadar kolay vazgeçmeyin! Hepsinin yeri ayrı.
Yorum Gönder